Günümüzün hızlı temposunda enerjimizi tamamen korumak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Zira günlük hayatın koşuşturmacası enerji kaybını beraberinde getirir. Aslında gün içerisinde zaman zaman yorgun ve uykulu hissetmeniz oldukça normaldir. Bu durum özellikle de yoğun bir hayat sürenler için geçerlidir. Ancak bazı insanlar için yaşanan yorgunluk hali ve sürekli uyuma isteği sadece yorgunlukla açıklanamaz.
Bu kişiler genellikle uyanık kalmakta zorlanır ve gün boyu aşırı uyku ihtiyacı hissederler. Ayrıca bu durum sadece yorucu günlerle sınırlı değildir. Aşırı uyuma isteği ile karakterize edilen bu durum aslında dikkat edilmesi gereken ciddi bir sağlık sorunu olabilir. Peki, sürekli uyku hali olarak bilinen hipersomnia nedir, neden olur ve nasıl geçer? Aradığınız tüm soruların cevabını bu yazımızda bulabilirsiniz.
Hipersomnia, kişinin gündüz saatlerinde aşırı uyku hali yaşadığı ve uyanık kalmak için sürekli mücadele ettiği bir uyku bozukluğudur. Genellikle uyku apnesi veya insomnia gibi rahatsızlıkların tetiklemesiyle ortaya çıkan bu bozukluk, bazı bireylerde idiopatik hipersomnia olarak kendini gösterir. Sürekli uyku halinin yaygın bir alt türü olan bu rahatsızlık herhangi bir belirgin sebep olmadan da gelişebilir.
Bir diğer alt türü olan primer (birincil) hipersomnia, kişinin 20 saate kadar uyumasına rağmen kendini hala yorgun ve sinirli hissetmesine neden olur. Öte yandan ikincil hipersomnia ise genellikle başka bir sağlık sorununun sonucu olarak ortaya çıkar.
Ciddi bir sağlık sorunu olarak değerlendirilmesi gereken bu durum, kişinin günlük yaşamını, sosyal ilişkilerini ve iş hayatını oldukça etkileyebilir. Zira hipersomnia hastaları beklenmedik anlarda uykuya dalabilir; bu da hem kendi güvenliklerini hem de çevrelerindeki insanların güvenliğini riske atabilir. Bu nedenle hastalığa sebep olan faktörlerin doğru şekilde belirlenmesi ve en kısa sürede kişiye özel bir tedavi planının hazırlanması, iyileşme süreci açısından büyük önem taşır.
Gündüz aşırı uyku isteği ile kendini gösteren bir uyku bozukluğu olan hipersomnia, genellikle birbirine bağlı karmaşık nedenlerle ortaya çıkar. Bazı kişilerde bu durum kalıtsal faktörlerle gelişirken, bazıları sonradan hipersomnia hastalığına yakalanabilir. Bu bağlamda en sık görülen hipersomnia nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Beyin, sadece davranışlarımızı ve düşüncelerimizi düzenlemekle kalmaz, aynı zamanda uyku gibi temel ihtiyaçlarımızı koordine eden sinir ağlarıyla çalışır. Bu ağlarda veya nörotransmitterlerde meydana gelen küçük bozulmalar ise tüm sistemin dengesini değiştirmek için yeterli olabilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda hipersomnia gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.
Hipersomnia kendi içinde birincil (primer) ve ikincil (sekonder) olmak üzere iki gruba ayrılır. İdiopatik hipersomnia olarak da adlandırılan birincil hipersomnia, belirgin ve tanımlanabilir bir nedene dayanmayan bir uyku bozukluğudur. Bu durum, özellikle de genetik faktörlerin etkili olabileceğini düşündürmektedir. Yapılan araştırmalara göre bazı bireyler, genetik yatkınlık nedeniyle bu hastalığa daha yakın olabilir.
Bazı uyku bozuklukları hipersomnianın gelişiminde etkili olabilir. Örneğin, hava akışının engellenmesi sonucu uykuyu bozan ve kişinin gün içinde sürekli olarak uyuşuk hissetmesine yol açan uyku apnesi, hipersomnia gelişimine zemin hazırlayabilir.
Ayrıca gün boyu aniden gelen uyku atakları ile karakterize edilen narkolepsi ve yaygın olarak uykusuzluk hastalığı olarak bilinen insomnia da hipersomnianın gelişiminde rol oynayabilir. Bu tür uyku bozuklukları, bir kişinin uyku düzenini derinden etkileyerek hem geceyi hem de gündüzü zorlaştırabilir.
Nörolojik hastalıklar ve psikiyatrik bozukluklar da hipersomniaya yol açabilir. Örneğin; travmatik beyin hasarı, beyin tümörleri, merkezi sinir sistemi yaralanmaları ve felç gibi ciddi nörolojik durumlar, bireylerin uyku düzenini bozarak sürekli yorgunluk ve uyku hali yaratabilir.
Bunun yanı sıra huzursuz bacak sendromu da kişiye gece boyunca rahatsızlık vererek uyku kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durum tedavi edilmediği takdirde gündüzleri uykulu ve bitkin hissetmeye neden olabilir.
Psikiyatrik hastalıkların birçoğunda uyku bozuklukları sıklıkla görülür. Özellikle kronik stres, anksiyete ve depresyon gibi problemler tedavi edilmediğinde, gün boyunca yorgunluk, halsizlik ve aşırı uyku hali gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu tür bozukluklar, yalnızca zihinsel sağlığı değil, aynı zamanda uyku düzenini de olumsuz yönde etkileyerek bireyin yaşam kalitesini düşürebilir.
Bazı ilaçlar, özellikle sakinleştiriciler, antihistaminikler ve antidepresanlar uyuşukluk yaratabilir ve bu durum hipersomniaya yol açabilir. Bu tür ilaçların yan etkileri, özellikle ilaç tedavisi sırasında uyku hali ve uyuşukluk gibi durumlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Ek olarak, uykusuzluk tedavisinde kullanılan ilaçlar ve depresyon ilaçları gibi tedavi seçeneklerinin de bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilecek yan etkileri olabilir.
Düzensiz ve yetersiz uyku düzeni ya da vardiyalı çalışma gibi iş programları, uzun vadede hipersomnianın gelişmesine neden olabilir. Bu tür yaşam tarzı alışkanlıkları, biyolojik saatin dengesini bozarak uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Ayrıca alkol ve uyarıcı madde kullanımı ya da aşırı miktarda kafein tüketimi de gece uykusunun kalitesini düşürerek gündüzleri aşırı uyku hali ve uyuşukluk yaratabilir. Bu tür zararlı alışkanlıklar, uyku döngüsünü bozarak bireyin enerjisini tüketebilir ve günlük yaşamda sürekli bir yorgunluk hissi yaratabilir.
Yukarıda sıraladığımız ana sebeplerin dışında, multipl skleroz, ensefalit, alzheimer ve demans gibi hastalıklardan muzdarip bireyler, hipersomnia riskine karşı daha savunmasız olabilirler. Bu nörolojik hastalıklar, bilhassa beynin uyku düzenini ve uyanıklık kontrolünü etkileyerek aşırı uyku hali ve gündüz yorgunluğu gibi şikayetlere yol açabilir.
Aşırı uyku hali ve sürekli uyuma isteği ile karakterize edilen hipersomnia; genetik, nörolojik, farmakolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Bu çeşitlilik ise hastalığın kendi içinde iki farklı türe ayrılmasına neden olmuştur; primer hipersomnia ve ikincil hipersomnia. Dilerseniz bu iki çeşidin detaylarına bakalım!
Primer hipersomnia, aşırı uyuma isteği ve sürekli halsizlik ile karakterizedir. Ancak bu durumun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Genellikle kişinin normatif bir dinlenme süresi vardır ve yaşanan yoğun uyku hali, organik bir rahatsızlıkla açıklanamaz.
Genetik yatkınlığın tetiklemiş olabileceği düşünülen bu tür hipersomniada, kişi bir seferde 20 saate kadar uyuyabilir fakat yine de günün geri kalanında yorgunluk hisseder. Yorgunluk, sıklıkla hiperfaji (aşırı yemek yeme), sinirlilik ve genel ruhsal dengesizlik gibi belirtilerle birlikte görülür.
Günün büyük bir kısmını uykuda geçiren bu kişilerde, halüsinasyonlar, konuşma zorlukları ve hafıza problemleri gibi semptomlar da ortaya çıkabilir. Bu semptomlar, tekrarlayan bir döngü şeklinde kendini gösterir, ancak uyku ile davranışlar arasında geçen zaman dilimlerinde genellikle normatif bir seyir izler.
İkincil hipersomnia, kişideki anormal uyku eğilimlerinin somut bir nedeni olduğu durumları tanımlar. Bu türden hipersomnia, genellikle uyku yetersizliği, sık sık bölünen uyku, kullanılan ilaçların yan etkileri veya başka bir tıbbi bozukluğun varlığı gibi faktörler nedeniyle gelişebilir.
Hipersomnia uyku ile ilgili bir bozukluk olduğundan, çoğu kişi tarafından yanlışlıkla diğer uyku bozuklukları ile karıştırılabilir. Ancak hipersomnia hastalığını diğerlerinden ayıran kendine özgü bazı semptomlar vardır. Bu hastalıktan muzdarip kişiler, uykuya dalma konusunda herhangi bir zorluk yaşamasa da uyanmakta büyük güçlük çeker. Bireyin tamamen uyanması dakikalarca sürebilir. Hatta bazı vakalarda uyanmak için yaklaşık bir saatin geçmesi gerektiği dahi görülmüştür. Bu süreçte kişi hareket etmekte zorlanabilir, kafa karışıklığı yaşayabilir veya öfkeli hissedebilir.
Hipersomnia hastalığına sahip kişiler, uyandıktan sonra konsantrasyon eksikliği yaşayabilir ve bu durum, iş hayatındaki performanslarına direkt olarak olumsuz yansıyabilir. Uyandıkları halde birkaç dakika ile birkaç saat arasında sürebilen ataklar sırasında kişi, dışarıdan tamamen uyanık gibi görünse de aslında uyanık değildir. Bu nedenle motor becerileri ve hafızaları zayıflar, oryantasyon bozukluğu yaşayabilir.
Temel semptomların haricinde, bu rahatsızlığa bağlı olarak görülebilen diğer hipersomnia belirtileri de şu şekilde sıralanabilir:
Bu belirtiler, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler ve zamanla farklı sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına yol açabilir. Dahası, hipersomnia hastalarında baş dönmesinden hafıza problemlerine kadar başka türlü sorunlar da meydana gelebilir. Bu yüzden hastalığın en kısa sürede teşhis edilmesi ve buna uygun olarak tedavi sürecine başlanması elzemdir.
Hipersomnia, kişinin günlük yaşam kalitesini son derece olumsuz etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. Bu nedenle, belirtiler fark edildiği anda bir sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Uzman hekim, hipersomnia tanısı koyarken Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda (DSM) belirtilen kriterlerin varlığını değerlendirir ve buna göre uygun tedavi sürecini başlatır.
Bir kişiye hipersomnia teşhisi konulabilmesi için Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda (DSM) belirtilen şu kriterlerin karşılanması gerekir:
Hipersomnia, bazen uyku ve solunumla ilgili başka hastalıklardan da kaynaklanabilir. Örneğin, uyku apnesi nedeniyle solunumun yetersiz olması sürekli uyku halini tetikleyebilir. Narkolepsi ise ani uyku atakları ve kas kontrolü kaybı ile kendini gösteren, hipersomniaya kıyasla daha ciddi bir durumdur. Bu yüzden narkolepsi veya uyku apnesi teşhisi almış bireylere hipersomnia tanısı konulmaz. Zira aşırı uyku hali, zaten var olan başka bir bozukluğun belirtisidir.
Yukarıdaki maddeler ışığında varılan sonuç, hipersomnia tanısı için yeterli olabilir. Ancak bazı durumlarda ileri düzey bir değerlendirme yapılması gerekebilir. Bu tür durumlar için aşağıdaki yöntemlerden yardım alınabilir:
Hipersomnia, bireyin sosyal ve profesyonel yaşamını önemli ölçüde etkileyen ciddi bir durumdur. Tedavi edilmediği takdirde kişi, aşağıda sıraladığımız olası problemlerle karşılaşabilir:
Hipersomnia tedavisi, genellikle uyku kalitesini iyileştirmeyi, gündüzleri etkili olan aşırı uyku halini azaltmayı ve varsa altta yatan problemleri çözmeyi amaçlayan yaklaşımların bir kombinasyonunu içerir. Bu noktada kişiye özel bir tedavi planı hazırlanır. Daha sonra tedavi süreci başlar ve kişinin bu rahatsızlıktan kurtulması amaçlanır. Tedavi sürecinde uygulanabilecek tedavi yöntemlerini ise şu şekilde sıralamamız mümkündür:
Eğer hipersomnia ruhsal problemler nedeniyle ortaya çıkmışsa, tedavi buna göre planlanır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile kişinin duygusal ve davranışsal sorunları üzerinde çalışılır. Bireyin sorunlara yaklaşım tarzı değerlendirilir ve olumsuz düşünce kalıpları, daha olumlu düşüncelerle değiştirilir.
Sürekli uyku halinin tedavisi için özel olarak üretilmiş bir hipersomnia ilacı bulunmamaktadır. Öte yandan, kişide görülen semptomları hafifletmek ve kişinin zihnini daha berrak bir hale getirmek amacıyla bazı ilaç gruplarından yararlanılabilir.
Hipersomnia, farklı hastalıkların bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Örneğin, demans ya da beyin tümörü gibi beynin işlevsel yapısında değişikliklere yol açan hastalıkların varlığında, bu hastalıkları tedavi etmek semptomları hafifletmenin anahtarı olabilir. Bu durumda uzman hekim, farklı alanlardaki meslektaşlarıyla iş birliği yaparak ortak bir tedavi süreci yürütebilir.
Hipersomnia tedavisi, altta yatan nedeni belirleyen ve kişiselleştirilmiş bir tedavi planı hazırlayan uzmanlar ve nörologlar tarafından planlanır. En uygun tedavi yöntemi kişiden kişiye değişiklik gösterse de, aşağıda sıralayacağımız öneriler, alınabilecek önlemler ve tedavi kombinasyonları daha sağlıklı uykuyu teşvik etmeye yardımcı olabilir. Ayrıca bu önlemler sayesinde rahatsızlığı kontrol etmeniz mümkün hale gelebilir:
Kısaca hipersomnia; gündüzleri aşırı uykulu hissetme, uykudan zor uyanma ve uyanık kalmada zorluk yaşama ile karakterize edilen bir çeşit uyku bozukluğudur.
Hipersomnia tedavi sürecine başladığınızda tehlikeli bir hastalık olmaktan çıkar. Ancak tedavi edilmediği takdirde hem kişi hem de çevresi için tehlikeli olabilir.
Eğer uyanık kalmakta zorluk yaşıyor, halsiz hissediyor ve sürekli uyku hali neden olur diye araştırmalara yapıyorsanız, siz de hipersomnia adı verilen rahatsızlıktan muzdarip olabilirsiniz. Ancak bu semptomlar tek başına tanı koymak için yeterli değildir. Doğru tanı için bir uzmana danışmanız gereklidir.
Hipersomnia, kişiye özel tedavi planları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile düzelebilir. Bu noktada profesyonel yardım almak hayati öneme sahiptir.
Sürekli uyku halinin hangi vitamin eksikliğinden kaynaklandığının kesin cevabı için öncelikle kan tahlili yaptırmak gerekir. Genellikle D vitamini, B12, B6 ve folik asit eksiklikleri kişide sürekli uyku haline neden olabilir.
Hipersomnia tedavisi için uyku bozuklukları uzmanına başvurmak gerekir. Ancak hastanede uyku polikliniği bulunmuyorsa nöroloji uzmanına da başvurulabilir.