Sinir hastalığı birçok türü içinde barındıran geniş bir kavramdır ve her yaşta görülebilir. Örneğin, multipl skleroz, myastenia gravis ve menenjit gibi bazı hastalıklar genellikle çocuklukta ve genç erişkinlik dönemlerinde ortaya çıkar. Demans veya parkinson gibi hastalıklar ise yaşlılık döneminde ortaya çıkan tipik hastalıklardır.
Bütün yaş gruplarını kapsıyor olması nedeniyle, hemen hemen herkes kendi kişisel çevresinde bu nörolojik hastalıklardan herhangi birinden muzdarip bir kişiyi tanır. Peki, en sık rastlanan kas ve sinir sistemi hastalıkları nelerdir? Bu hastalıklar nasıl tedavi edilir?
Sinirler, beyinden vücudun diğer bölgelerine dallanarak uzayan lif demetleridir. Nöronlar, ince lifler aracılığıyla diğer hücrelere sinyaller gönderir ve bu da nörotransmitter adı verilen kimyasalların çeşitli kavşaklarda salınmasına neden olur. Burada meydana gelen istenmeyen değişiklikler sinir hastalığı olarak adlandırılır.
Birçok kişi sinir hastalığının yalnızca beyinde görülebileceğini düşünür. Toplum tarafından yaygın olarak benimsenen bu kanı aslında gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü sinir hastalıkları, hem merkezi hem de periferik sinir sistemi üzerinde görülebilir.
Nörolojik hastalıklar, vücudun sinir sistemini etkileyen ve çoğu zaman hayati risk taşıyan ciddi patolojilerdir. Geniş açıdan bakıldığı zaman, beş yüzden fazla hastalığı nörolojik hastalıklar kategorisinde değerlendirebiliriz. Örneğin, sinüzit veya migren gibi hastalıklar bu kategorisi arasında en yaygın olanlarıdır. Bunlar genellikle küçük durum olarak nitelendirebileceğimiz hastalıklardır.
Ancak, bazı hastalıklar kesinlikle ve kesinlikle diğerlerinden çok daha ciddidir. Çünkü kalıcı bozulmaların görüldüğü bu hastalıklar sinir sisteminin iki ana alanından birini etkileyecektir: Merkezi sinir sistemi veya periferik sinir sistemi.
Etkilenen bölgeye göre isimlendirebileceğimiz farklı sinir sistemi hastalıkları vardır. Bunları iki ana başlık altında toplayabiliriz:
Merkezi sinir sistemi, beyin, beyincik ve beyin sapı ve omuriliği içerir. Bu organlar, motor komutlar vermek için düşünceleri ve duyusal bilgileri analiz ederek yorumlar. Merkezi sinir sistemi konuşma, yürüme ve hafıza gibi işlevlerin kontrolünden sorumludur. Burada meydana gelen bir hasar aşağıdaki hastalıklara neden olabilir:
Periferik sinir sistemi, omurilikten kaynaklanan kranial sinirleri, omurilik sinirlerini ve sinir köklerini içerir. Merkezi sinir sisteminin dış dünya ve iç bölge ile iletişim kurmasından sorumludur.
Yürüme gibi vücudun istemli hareketlerini yönlendiren somatik sinir sistemi ve vücudun istemsiz fonksiyonlarını yönlendiren otonom sinir sistemi burada yer alır.
Periferik sinir sisteminde meydana gelen bir hasar aşağıdaki hastalıkların oluşmasına neden olur:
Sinir hastalığı birçok nedene bağlı olarak gelişebilir. Örneğin, menenjit genellikle virüs ya da enfeksiyon nedeniyle gelişirken; yüz felci aşırı soğuğa maruz kalma gibi bir durumdan dolayı oluşabilir. Öte yandan, bütün sinir hastalıkları için ortak sayabileceğimiz bazı genel nedenler de bulunmaktadır. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:
Aniden yapılan bazı hareketler sinirlerin sıkışmasından sorumlu olabilir. Örneğin, fıtıklaşmış bir diskiniz var ise yapacağınız yanlış bir hareketle diskin yırtılmasına neden olabilirsiniz. Yırtıktan akan su herhangi bir sinire baskı yapabilir ve bunun sonucunda da sinir hastalığına yakalanabilirsiniz.
Enfeksiyon vücudun bağışıklık sistemini etkileyen oldukça önemli bir faktördür. Bazı hastalıklar için enfeksiyon yalnızca hastalığın ilerlemesini hızlandırırken, menenjit gibi bazı hastalıkların ise direkt sebebi olabilir.
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, yüksek kan şekeri ile karakterize metabolik bir hastalıktır. Hem gençlerde hem de yaşlılarda görülebilir.
Çoğunlukla gizli bir şekilde ilerliyor olması vücutta meydana gelen hasarı anlamayı zorlaştırabilir. Kontrol altına alınamayan diyabet, sinir sistemine baskı yaparak nöropati gibi bazı nörolojik hastalıkların ana nedenleri arasında sayılabilir.
Vücuttaki bazı organların yeterli miktarda kan almaması dolaşım bozukluğu olarak isimlendirilir. Vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıksa da en çok bacaklar etkilenmektedir. Kalp kasının neden olduğu dolaşım bozukluğu tedavi edilmediği takdirde bazı geçici kas hastalıklarının gelişmesine neden olabilir.
Alkol ve uyuşturucu gibi maddeler beyin üzerinde yıkıcı etkilere sahiptir. Omurilik, beyin sapı ve diğer dokular alkol ve uyuşturucuya maruz kaldıkça işlevini kaybeder.
Başta geçici gibi görünen bu problem, kısa bir süre içerisinde daha tehlikeli bir hal alabilir ve kişinin yürümesini, konuşmasını etkileyen kaslar üzerinde kalıcı hasar bırakabilir.
Bazı kas hastalıkları genetik olarak aktarılma özelliğine sahiptir. Örneğin, DMD hastalığı 3 ila 5 yaş arası çocuklarda ortaya çıkan, kas yıkımına ve zayıflığına neden olan kalıcı bir hastalıktır.
Sinir hastalıklarını her zaman bir nedene dayandırmak doğru değildir. Özellikle de Myastenia Gravis gibi oldukça nadir görülen bir hastalık söz konusu olduğunda, buna tam olarak neden olan faktörü bulmak henüz pek mümkün değildir.
Sinir hastalığı belirtileri oldukça çeşitlidir. Hasarlı bölgenin konumuna, hastalığın oluşmasında etkili olan faktöre ve kişinin genel durumuna göre semptomlarda değişiklik yaşanabilir.
Öte yandan, dikkatli bir şekilde incelediğinizde fark edebileceğiniz bazı önemli ipuçları da vardır:
Temel belirtilerin dışında etkilenen bölgeye özgü bazı belirtiler de ortaya çıkabilir:
Sinir hastalıkları çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu nedenle de dikkatli anamnez alınması, klinik muayene ve ciddi bir değerlendirme şarttır. Doktor hastaya şikayetlerini, tıbbi geçmişini ve düşündüğü hastalığa neden olabilecek çeşitli faktörler hakkında sorular orar. Ardından diğer semptomları değerlendirmek üzere fizik muayene ve nörolojik muayene gerçekleştirilir.
Klinik muayene sinir hastalıkları tanısı için yeterli değildir. Doktor genellikle hastadan aşağıdaki testlerden bazılarını talep eder:
Sinir hastalığı tedavisi, hastalığın türüne ve buna neden olan duruma göre değişiklik gösterir. Örneğin, bazı ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan sinirsel hastalıklarda, doktor ilaçları değiştirebilir veya alınan ilaçların dozunu ayarlamak isteyebilir.
Bunun dışında sinirsel hastalıkların tedavisi için şu yöntemlere başvurulabilir:
Sinir hastalığı ilaçları genellikle iki farklı amaç için kullanılır. İlki, kronik hastalıkların semptomlarını azaltmak için, ikincisi ise hastalığı kalıcı olarak sonlandırmak içindir.
Bazı sinir hastalıklarında cerrahi girişimde bulunmak oldukça önemlidir. Örneğin, beyin kanaması geçiren ya da beyin tümörü olan bir hasta için planlanacak olan ilk seçenek cerrahi müdahaledir.
Tümöre bağlı olarak gelişen sinir hastalığı hastalıklarında tercih edilir. Nadiren de olsa dirençli kronik sinir hastalıklarında da kemoterapi ilaçlarından faydalanılır.
Halk arasında beyin pili olarak bilinen derin beyin stimülasyonu, genellikle parkinson, distoni, esansiyel tremor hastalıklarında kullanılır.
Fizyoterapi ve ergoterapinin amacı akut bir hastalıktan sonra ilerleyici sinir hastalığını durdurmaktır. Birçok fizyoterapist ve ergoterapist, ortaya çıkan zorlukları hafifletmek ve hastanın günlük yaşantısını kolaylaştırmak için planlamalar yapar.
Sinir hastalıklarından herhangi birini yaşayan çoğu insan psikoterapiden yararlanabilir. Günlük yeterliliğin ve çalışma yeteneğinin kaybolması kişinin hastalığını körükleyebilir. Bu, hem hasta hem de hasta yakınları için olumsuz bir etkidir. Bu nedenle, önerilen psikolojik seanslar ile hastanın mental durumunu stabil tutmak amaçlanır.
Bazı sinir hastalıkları genetik olarak aktarılırken bazıları için genetik aktarım söz konusu değildir.
Bunun için özellikle belirtilmiş bir yaş aralığı yoktur. Kimi hastalıklar ergenlik ve yetişkinlikte ortaya çıkarken, kimileri yaşlılıkta ortaya çıkar.
Yüz felci gibi bazı sinir hastalıkları tedavi edilebilir. Ancak ne yazık ki, bazı hastalıklar için kesin bir tedavi söz konusu değildir. Çünkü diğer hücrelerin aksine sinirlerin yenilenmesi çok zordur.
Tehlike durumu, hastalığın türüne ve seyrine göre değişiklik gösterir. Hastalığınızın çeşidi ne olursa olsun, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızda fayda vardır.
Sinir hastalıkları vücudun en önemli organlarını etkileyebilecek kadar ciddi hastalıklardır. Bu nedenle, tedavi edilmediği takdirde kişinin işlevselliğini yitirmesine neden olur. Bu da bahsi geçen kişiyi zamanla yatağa bağımlı hale getirebilir. Ancak bu durumun bütün sinir hastalıkları için geçerli olmadığını unutmamak gerekir.