“İlk gece korkusu” olarak da bilinen ilk cinsel ilişki korkusu, aslında oldukça yaygın bir soruna işaret eder. Toplumda yer alan yanlış kabuller, cinselliğin bir tabu olarak algılanması ve belirsiz tutulması gibi nedenler, bu soruna yol açan bazı unsurlardır.
Sıklıkla kadınlarda görülen ilk gece korkusunun yalnızca kadınları etkilemediği, bu belirsizlik duygusunun erkekleri de önemli ölçüde etkilediği bilinmektedir.
İlk Cinsel İlişki, Diğer Bir Adıyla İlk Gece Korkusu Nedir?
İlk kez cinsel ilişki deneyimi yaşayacak bir kişide; “cinsel mitler” olarak tabir edilen gerçek dışı yorum ve hurafelerin olumsuz etkisi, toplumdaki tabular ve utanç duygusunun tetiklenmesi gibi durumlar nedeniyle ortaya çıkan korkuya ilk cinsel ilişki korkusu adı verilir.
Cinselliğe sağlıklı bir bakışın sağlandığı ve çiftlerin bu konuda iletişim halinde olduğu bir atmosferde ilk gece korkusunun yaşanma olasılığı oldukça düşüktür.
İlk Gece Korkusu Kimlerde Görülür?
İlk gece korkusu, farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Ancak genel olarak yanlış kabuller nedeniyle yaşandığı sıklıkla görülür.
Cinsel mitler olarak kabul edilen ve toplumdaki hurafeler şeklinde yayılan bu yanlış düşünce biçimleri; cinsel ilişki korkusunun temelini oluşturan etkenler arasındadır. Dolayısıyla cinsellikle ilgili yanlış bilgilerin var olduğu ya da bilgisizliğin hâkim olduğu bir ortamda büyümüş kişilerde ilk gece korkusu görülme sıklığı daha fazladır.
İlk Gece Korkusunun Nedeni Nedir?
Çocukluk döneminde cinsellikle ilgili öğretilen yanlış, gerçek dışı ve abartılı hikayelerin yanı sıra; geçmiş olumsuz deneyimler de bu soruna yol açabilir. Baskıcı bir aile yapısı, aşırı koruyucu aile modeli, kişide otokontrol duygusunun yüksek olması gibi durumlar; taciz, tecavüz gibi travmatik deneyimler de kişide ilk gece korkusuna sebep olabilir.
Bazı durumlarda farklı geçmiş tecrübeler ve psikolojik sorunlar da bu tarz bir korkuya neden olabilir. Yeni evli çiftlerin kültürel ve ailevi şartlardan dolayı yaşadıkları baskı da ilk cinsel ilişki korkusuna yol açabilir.
İlk Gece Korkusu Nasıl Yenilir?
İlk gece korkusu, genelde psikolojik olarak ortaya çıkan ve uzman yardımıyla desteklenebilecek bir durumdur. Kadınlarda ve erkeklerde farklı nedenlere bağlı olarak meydana gelebilen ilk gece kaygısında sebepler bireysel olduğu için, gerektiğinde uzman desteğine başvurmak önemlidir.
Kadınlarda genelde cinsel ilişki konusunda yanlış, abartılı ve eksik bilgilerin varlığında korku meydana gelirken; erkeklerde aşırı heyecan, performans endişesi gibi farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilir. İlk gece korkusuna yol açan etkenin net olarak anlaşılması ve sağlıklı şekilde cinsel hayata başlamak için uzman psikolog desteği oldukça önemlidir.
Ek olarak aşağıdaki öneriler de ilk gece korkusunu yenmek açısından oldukça önemlidir:
Cinsel ilişkiye dair korkuları yenmek için uzman desteğinin yanı sıra bazı pratik önerilere başvurmak mümkündür. İlk gece öncesinde fark edilen bir sorun olan korkunun varlığında; çiftlerin birbiriyle iletişim halinde olması ve bu konuda konuşabilmesi çok önemlidir. Kaygıya sebep olan şartların anlaşılması ve psikolojik olarak rahatlamak adına karşılıklı konuşma faydalı olacaktır.
Mevcut önerilerin yanı sıra heyecan kontrolünü sağlamak için de çeşitli eğitim ya da terapilere başvurulabilir.
İlk ilişkiye dair yanlış bilgilere itibar etmemek ve bu yönde içeriklerden uzak durmak önemlidir. Cinsellik konusunda doğru bilgilere ulaşmak ve süreci tanımak için güvenilir olmayan kaynaklardan bilgi almak yerine, eğitici materyallere ve faydalı içeriklere yönelmek mümkündür.
Terapi Desteği Nasıl Fayda Sağlar?
İlk gece korkusu konusunda terapi desteği merak edilen konulardan biridir. Öncelikle terapiyle ilgili olarak iki önemli olgudan söz etmek mümkündür.
Birincisi; ilk gece korkusunun aşılabilir bir sorun olduğudur ve uygun terapi yöntemleriyle sonuca ulaşılabileceğidir.
İkinci temel konu ise; ilk cinsel ilişki korkusu ile ilgili terapi desteğine başvurmak için beklememek gerektiğidir. Sorunun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir ve uzun yıllar sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmek için ilk fırsatta terapi yardımı almak önemlidir.
Terapi desteği; uzman yardımının alındığı, çift olarak ya da bireysel şekilde sürdürülebilen ve karşılıklı iletişimin esas olduğu bir psikolojik destek biçimidir. Gerekli eğitimleri tamamlamış ve alanında yetkin kişilerce sunulan terapilerde yaşanan korkunun kaynağı anlaşılmaya çalışılır ve bu durumu aşmak için takip edilebilecek yollar değerlendirilir.
Cinsel açıdan çeşitli eğitimlere ve terapi desteğine başvurmak için özellikle bir sorun yaşamaya gerek yoktur. Tıpkı sağlıklı bir psikoloji için zaman zaman terapi yardımı almanın doğal oluşu gibi, sorunsuz bir cinsel yaşam için de terapi desteğine başvurmak gayet olağan ve olması gereken bir durumdur.
Özet
İlk cinsel ilişki korkusu ya da bir başka ifadeyle ilk gece korkusu pek çok kişinin yaşadığı bir sorundur. Kadınlarda ve erkeklerde farklı sebeplere bağlı olarak gelişebilen ilk gece korkusunu yenmek için bazı psikolojik destek önerilerinden faydalanmanın yanı sıra uzman yardımına başvurmak gerekir.
Cinsellik konusunda toplumdaki yanlış inanışlar ve baskıcı tutum gibi sebepler, bu konuda kaygı gelişmesine sebep olabilir. Aşılabilir bir problem olan ilk gece korkusu için psikolojik yardıma başvurmak önemlidir. HiDoctor ile online kanallar üzerinden uzman terapist desteğine ulaşabilir ve ilk cinsel ilişki korkusu için yardım alabilirsiniz.
Her birey farklı bir karaktere sahiptir ve potansiyel davranış kalıpları bu karakter çevresinde gelişir. Bu nedenle insan kişiliğini anlamak, psikologlar için bile uğraş gerektiren oldukça karmaşık bir iştir. Neyse ki, zihnin gizemlerini çözmeye yardımcı olan ve insan kaynaklarından askeriyeye kadar birçok farklı alanda kullanılan güvenilir araçlar var. Bunlardan biri de Minnesota çok yönlü kişilik envanteridir. […]
Çocukların en önemli değişikliklere adım attığı çağlardan birisi okul çağıdır. Okul çağı, çocukların sosyal, fiziksel ve duygusal gelişimlerinin hızlandığı ve önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu süreçte çocuklar, etkileşim kurduğu kişilere karşı çeşitli davranış problemleri geliştirebilir. Başta kolayca fark edilmeyen problemler, çocukların hem akademik başarılarını hem de sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuklar, doğal olarak, […]
Cömertlik, sadece maddi yardımla sınırlı olmayıp zaman, emek ve ilgi gibi pek çok biçimde ifade edilebilir. Toplumsal hayatta önemli bir yere sahip olan bu davranış kalıbı, bireyin sadece çevresine değil, kendi psikolojik iyi oluşuna da katkı sağlamaktadır. Araştırmalar, cömertlik pratiklerinin kişilerin topluma ve sevdiklerine yarar sağlayabilmesinden dolayı kendilerini yeterli hissetmesi, kendinden ve yaptığından tatmin olmuşluk […]
Dr. Nossrat Peseschkian tarafından geliştirilen Pozitif Psikoterapi, insanın içinde bulunduğu duruma farklı açılardan bakabilmeyi amaçlar. Bu sebeple, kişilerin sorunlarına/çatışmalarına çözüm ararken bireysel, toplumsal, biyolojik ve sosyolojik boyutlardan yaklaşır. Pozitif Psikoterapi ekolünün temelini Denge Modeli oluşturur. Denge Modeli, 4 temel alan üzerinde durmaktadır. Beden ve duyular İş ve Başarı İlişkiler Gelecek ve Fantezi Ruhsal açıdan sağlıklı […]
Çoğu insan, kendisini yetenekli ve dayanıklı olarak nitelendirmeyi sever. Nitekim, güçlenmiş, zorluklara göğüs germiş ve yaşamının kontrolünü eline almış bir insan olmak, her bireyi mutlu eder. Ancak bazen, ne kadar güçlü olduğumuzu düşünürsek düşünelim, diğer insanların yardımına ihtiyacımız olduğunu gösteren olaylar ortaya çıkar. Bazı insanlar bu durumlarda kendini zihinsel ve duygusal olarak sıkışmış hissederken; bazı […]
Her insan, bazı zamanlarda kaygı ve stres duygularını arttıran, işte veya kişisel yaşantısında konsantrasyon güçlüğüne neden olan düşüncelerle meşgul olduğu bir dönem yaşar. Geçmiş ve gelecekle ilgili bu rahatsız eden düşünceler, o anda var olmayı ve şimdiki zamanda mutlu olmayı engeller. İşte, tam da bu noktada bilinçli farkındalık egzersizleri devreye girer! Mindfulness olarak da bilinen […]
İyi bir yaşam, her şeyden ve herkesten önce, kişisel olarak kendinize uygun bir yaşamdır. Peki, kendinizi iyi tanımadan, size ve ihtiyaçlarınıza uygun bir hayat inşa etmeniz mümkün müdür? Ne yazık ki, çoğu kişi için bu mümkün değildir. Onlar için yaşam uçsuz bucaksız bir okyanusta akıntıyla yolculuk etmek gibidir. Peki, bu yolculuk nasıl dizginlenir? Bahsi geçen […]
Her canlının içinde benliğinin odak noktası yatar. Örneğin; bir fincan kahvenin özü çekirdektir, etin özü proteindir. İnsanın özü ise kendisidir. Herşey özüyle birlikte güzeldir. İnsan da bu kurala dahildir. Çünkü kendi gibi olamayan herkes, er ya da geç toplum tarafından arzulanan ve kabul edilen normlara sürüklenir. Bütün bireylerin herkesleştiği ve kimsenin kendisi gibi olamadığı bir […]
