Bireylerin iş yaşamlarında karşılaştıkları stres, baskı ve belirsizlik gibi faktörler, Cam Tavan Sendromu adı verilen olumsuz durumu yaşamalarına sebep olabilir. Bu sendromdan muzdarip kişiler, kendi kendilerine koydukları engelleri aşmakta güçlük çeker ve çaresiz hisseder.
Özellikle de kadınlarda gözlemlenen bu sendrom, öz güven, performans ve başarı kriterlerinden kaynaklanan sorunlar ile ilişkilendirilir. Bu durumdaki kişiler kariyerlerini sürdürmekte ya da ilerletmekte sıkıntılar yaşarlar.
Şimdi, bu sendroma neyin sebep olduğuna, nasıl engellerle karşılaşılabileceğine ve başa çıkma yöntemlerine daha yakından bakalım!
Cam tavan sendromu adını, kişilerin kendilerini sanki cam bir tavanın altındalarmış gibi hissetmelerinden alır. Bildiğiniz gibi, iş dünyasında bireyler çok fazla sorunla karşılaşabilir. Bu sorunlar da kişinin psikolojisini olumsuz biçimde etkilemeye başlar.
Bireyler, kendilerini belli bir pozisyona kadar ulaşabildikleri ancak daha ilerisine ulaşmak için görünmez bir engelle yüzleşiyorlarmış gibi hissederken bulurlar. Bu durum kişilerin iş yerinde tecrübe ettikleri cinsiyet, etnik köken, yaş veya diğer kişisel özelliklere bağlı ayrımcılıklardan kaynaklanabilir.
Cam tavan sendromu yaşayan kişiler kendilerini kısıtlamaya başlar. Bunun temel nedeni de bu ayrımcılık tecrübelerinden kaynaklanır. Ne yazık ki bu durum özgüvensizliğe yol açarak kişinin kendi yoluna taş koymasıyla sonuçlanır. Bu durumdaki kişi, gerçekten daha ileri gidemeyeceğinden değil, kendini ileri gitmeye uygun görmediği için kendini kısıtlar.
Bu sendroma ismini veren deney, kısaca ‘’Cam Tavan Deneyi’’ olarak adlandırılır. Deneyin amacı ise bu sendromu anlamak ve bu durumu görselleştirmektir. Bu tür deneylerin genel hedefi, cinsiyet eşitsizliği ve liderlik pozisyonlarını elde etmekteki engelleri göstermektir.
Bu deneyde kullanılan pireler, cam bir fanusun içine yerleştirilir. Ardından fanusun zemininde bulunan metal de su ile ısıtılır. Islak zeminde zıplamaya başlayan pireler, fanusun tepesine çarparak düşerler. Bütün pireler aynı şekilde zıplar ve fanusa çarpmaları sonucu düşer. Bir süre sonra fanus kaldırılır ancak pireler zıplamaya devam eder.
Fakat bir fark vardır. Daha önceden çok yükseğe zıplama kapasitesi olan pireler, cam fanustaki tecrübeleri nedeniyle, fanusun yüksekliğinden daha fazla zıplayamazlar. Yani kısaca, var olmayan bir engel, pirelerin daha yükseğe zıplamalarını kısıtlar. Daha fazla yükseğe zıplayıp zıplayamayacaklarını denemezler.
Bu durum insanlarda da gözlemlenir. Önceki tecrübelerinden dolayı öz güven eksikliği yaşamakta olan bireyler kendilerine görünmez engeller koyar. Bu engeller, daha ileri gidip gidemeyeceklerini denemeleri konusunda onları alıkoyar. Kişiler, kendilerine koydukları bu görünmez engellere göre yaşamaya başlarlar.
Cam tavan sendromunun hikayesi, 1970’lerin sonları ve 1980’lerin başlarına dayanır. Bu tarihlerde öne çıkan kadın mücadelesi ile şekillenmiştir. Bu kavram, iş yerlerinde kadınların cinsiyet temelli ayrımcılık nedeniyle üst pozisyonlara yükselmekte çektikleri zorluklarla ortaya çıkmıştır.
David J. Schwartz’ın pire deneyi ile anılan bu sendrom, 1969 yılında Wall Street Journal’da yayınlanan bir makale ile dünyaya duyurulmuştur. Daha sonra 1977 tarihinde Rosabeth Moss Kanter’in “Şirketlerdeki Erkekler ve Kadınlar” kitabında da bu kavramdan bahsedilmiştir.
Wall Street’in “İş Yaşamında Kadın” isimli söyleşisinde de yer alan kavram, kadınların karşılaştığı cinsiyet temelli engelleri tanımlamak için kullanılır.
Bu sendromun sebepleri çok yönlü ve karmaşıktır. Genellikle kadınların tecrübe ettiği bir durum olsa da pek çok faktörden dolayı erkeklerin de karşılaşabileceği unutulmamalıdır.
Cam tavan sendromu nedenleri genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
Türkiye’de iş hayatında her 100 kişiden sadece 31,8’i kadındır. Bununla birlikte, her 100 yöneticiden sadece 17,5’i kadındır. Dünyaya bakıldığında da Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin yalnızca %4,8’inin CEO’su kadındır. Bu durumda ortada ciddi bir cinsiyet eşitsizliği olduğunu söylemek mümkündür.
Bu cinsiyet eşitsizliği, kadınların iş hayatında cam tavan sendromu yaşamasına sebep olan faktörlerden biridir. Kadınlar, iş dünyasında belirli bir noktaya kadar kariyerlerini inşa edebilirler. Ancak buna rağmen üst pozisyonlara çıkmakta zorluk çekerler. Bu durumda bu sendrom, kadınların karşılaştıkları görünmez engelleri ifade eder.
Bu engellerin temelinde cinsiyet temelli stereotipler, ayrımcılık ve terfi süreçlerindeki önyargılar gibi çeşitli faktörler yatar. Ortaya çıkan istatistikler, bu sendromun, kadınların üst pozisyonlara yükselmesini engelleyen bir gerçeklik olduğu gerçeğini gözler önüne sürmektedir.
İş hayatında cam tavan sendromunun oluşmasına neden olan temel sebep meslek ve cinsiyet ayrımcılığıdır. Özellikle bazı mesleklerin sadece erkekler tarafından başarıyla yapılabileceği düşüncesi bu durumun oluşmasına neden olur. Erkeklere uygun görülen işlerin bir kadın tarafından icra edilemeyeceği düşüncesi, o işi icra eden kadının bu sendromu yaşamasına neden olabilir.
Bu sendroma yol açan bir diğer unsur ise aynı pozisyonda çalışan erkek ile kadının aldığı maaşın farklı olmasıdır. Bu maaş farklılıkları, cinsiyet temelli ayrımcılığı ve eşitsizliği pekiştirebilir. Yeterince iyi olmadığı, bu pozisyona uygun olmadığı düşüncesi, kadın çalışanda öz güven eksikliğine yol açar.
Bu sendrom, sadece kadın çalışanlarda değil, kültürel farklılıklar, ırk, din gibi pek çok sebepten dolayı dışlandığını düşünen diğer çalışanlarda da oluşabilir. Bir çalışanın değerlendirme ve terfi süreçleri adil değilse ve çeşitli faktörlerden kaynaklanan faktörlere dayanıyorsa, işte o zaman cam tavan sendromunun oluşma ihtimalinden söz etmemiz mümkündür.
Cam tavan sendromundan kurtulmak için çeşitli engelleri aşmak gereklidir. Bu engelleri aşmak, çalışanın daha verimli çalışmasını da sağlayacaktır. Ayrıca çalışan, bu sayede kariyerinde daha üst kademelere ulaşmak için kendine bariyer de koymayacaktır.
İşte, en çok karşılaşılan cam tavan sendromu engelleri:
Cam tavan sendromu için dünyanın pek çok yerinden örnek vermek mümkündür. Bunun nedeni, bu tür durumların sadece bir ülkeye ya da kültüre özgü olmamasıdır. Bu sendrom için verilere dayalı günlük hayattan pek çok örnek verilebilir.
İşte, cam tavan sendromu örnekleri:
Milletvekili, başkonsolosluk, büyükelçilik, HSYK üyeleri, dekanlar, banka genel müdürleri, üst yönetim üyeleri ve şube müdürleri seviyesinde kadın oranı %10’un biraz üzerindedir. Bu durum, Türkiye’de cam tavan sendromunun varlığına bir örnek olarak gösterilebilir.
Cam tavan sendromundan kurtulmak için hem bireysel düzeyde hem de organizasyonel düzeyde çalışmalar yürütülmesi gerekmektedir. Ayrıca devletlerin de bu sorunu ciddiye almaları, bunun bir gerçek olduğunu ve mücadele etmeleri gerektiğini kabul etmeleri gerekir.
Bireysel düzeyde kişiler, cam tavan sendromu ile başa çıkmak için şu adımları atabilirler:
Organizasyonel düzeyde ise cam tavan sendromuyla başa çıkmak bu yöntemlerle mümkün olacaktır:
Bu konuda daha detaylı bilgi ve profesyonel yardım almak isterseniz, hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. Sunduğumuz kurumsal psikolojik danışmanlık hizmeti ile daima sizin yanınızdayız!