Günümüzde nevrotik kavramını oldukça sık duymaya başladık. Bu kavram giderek daha fazla bilinir hale geldi. Hatta ‘’Sakin ol, bu kadar nevrotik olma’’ cümlesine sosyal medyadan dahi olsa en az bir kez rastlamış olmanız muhtemeldir. Ancak çoğu kişinin bilmediği husus, yalnızca belirli durumlar için endişelenmekle kalmayıp, aynı zamanda sürekli bir endişe ve stres halinde yaşayan binlerce insan olduğudur. Bu tip insanların nevrotik olduğunu söylemek mümkündür.
Peki ama nevrotik ne demek? Nevrotik kişilik bozukluğu nasıl anlaşılır ve tedavisi için hangi yöntemlere başvurulur? Tüm bu soruların cevabını bu yazımızda bulabilirsiniz.
Nevrotik, psikologlar tarafından tanımlanan ve “Büyük Beşli” kişilik kuramında yer alan beş temel kişilik özelliğinden biridir. Deneyime açıklık, dışa dönüklük, vicdanlılık ve uyumluluk ile birlikte bireyin ruhsal yapısını şekillendirir. Bu terim, psikopatoloji alanına ait olup Freud’un psikanalitik modeline dayanır. Başka bir deyişle nevrotik birey, psikotik olmayan ancak psikolojik rahatsızlıklar yaşayan kişidir.
Nevrotik kişi, çevresindeki gerçeklikle uyum içindedir ve bu gerçekliği inkar etmez. Bu nedenle hem küçük çaplı hem de ciddi psişik işlev bozukluklarının farkındadır. Ancak tüm bu farkındalığa karşın söz konusu birey kendi iradesiyle bu sorunların üstesinden gelmekte zorlanır.
Nevrotik kişilik bozukluğu, farklı patoloji türleriyle tutarlı bir şekilde ilişkili olan ve önemli bir biyolojik temele sahip bir kişilik özelliğidir. Nevrotik kişilik bozukluğundan etkilenen kişiler, sık sık kontrol kaybı yaşama, üzücü durumları zihinde sürekli canlandırma veya belirli bilişsel yönlere odaklanma eğilimindedir. Bir şeyler hakkında gereğinden fazla endişelenmek veya henüz gerçekleşmemiş bir olay hakkında felaket senaryoları kurmak bu eğilimlere örnek olarak gösterilebilir.
Nevrotiklik, kişiyi özellikle olumsuz duygular karşısında duygusal olarak daha dengesiz olmaya yatkın hale getiren bir hassasiyet boyutudur. Bu insanlar duygusal acıyı yoğun bir şekilde yaşar ve bunu sıklıkla dışarıya yansıtır. Nitekim, yaşanan ızdırabın ve endişenin dışa vurulması nevrotik davranış olarak adlandırılır.
Nevrotik özelliğe sahip kişilerin davranış şeklini belirleyen bir dizi faktör vardır. Bunları şu şekilde açıklayabiliriz:
Nevrotik kişilerin duygusal tepkileri son derece orantısızdır. Zira sinirlilik, kaygı ve huzursuzluktan kolayca etkilenirler. Kişiler arası ilişkiler de duygusal dengesizlikler nedeniyle onlar için oldukça zordur. Bu da genellikle konsantrasyon sorunları, uyku bozuklukları ve sosyal izolasyonla sonuçlanır.
Nevrotik kişilik bozukluğunun farklı semptomları ve davranışları, kişilerin yaşamlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Dilerseniz bu konuyu biraz daha açalım. Nevrotik kişilerin karakteristik özelliklerini şu şekilde detaylandırabiliriz:
Nevrotik insanlar belirli davranış kalıpları ile karakterizedir. Genellikle aşırı endişeli davranır ve rahatlamakta zorluk çekerler. En sık görülen semptomlar arasında panik ataklar, uyku bozuklukları ve endişe yer alır. Bunların dışında yaygın olarak görülen nevrotik kişilik bozukluğu belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Psikanalizin ortaya çıkmasından bu yana bilim insanları nevrotik kişiliğin tetikleyici faktörlerini anlamaya çalışmıştır. Örneğin, psikanalizin kurucusu Freud, bir kişinin başka bir seçenek bulamadığı için dürtülerini bastırmak zorunda kaldığını ancak derinlerdeki temel dürtülerden vazgeçemediği için nevrotik olduğunu savunmuştur.
Carl Gustav Jung ise nevrozun, zihindeki bilinçli ve bilinçsiz olayların çatışması olduğunu ileri sürmüştür. Dolayısıyla nevrozun bir hastalık değil, gerçek bir kişilik özelliği olduğunu ve bunun hem genetik hem de çevresel faktörlerde aranması gerektiği söylenebilir. Bununla birlikte nevrotik kişilik bozukluğu nedenlerini şu şekilde detaylandırabiliriz:
Genetik bakış açısına göre nevrotiklik, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin ile ilişkilidir. Serotonin düzeyinde oluşan dengesizlikler, bireyin daha nevrotik bir tavır takınmasına yol açabilir. Ayrıca bazı araştırmacılar, nevrotik kişiliğin tıpkı boy ve kilo gibi kalıtsal yollarla aktarılabileceğini öne sürmüştür. Başka bir deyişle, aile bireylerinde nevrotik eğilimler varsa, bu özellik çocuklara da geçtiği söylenebilir.
Çocukluk çağı travmaları, olumsuz duyguların ve nevrotik davranışların gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Bu travmalar, bireylerin duygusal işleyişlerini şekillendirerek nevrotik özelliklerin oluşumuna zemin hazırlayabilir.
Beyin işleyişindeki farklılıklar, özellikle duygu işleme ile ilgili beyin alanlarının artan duyarlılığı, bir kişinin çevresini nasıl algıladığını ve vereceği tepkileri etkileyebilir. Özellikle serebral korteksin amigdala ve orbitofrontal korteksindeki bozulmalar, bahsi geçen bireyin nevrotik kişilik geliştirmesine davetiye çıkarabilir.
Nevrotiklik, birbiriyle zincirleme olarak hareket eden diğer psikiyatrik rahatsızlıklarla yakından ilişkilidir. Özellikle depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıkları olan bireylerin nevrotik özellikler göstermesi şaşırtıcı değildir.
Nevrotik kişilik bozukluğunun tedavisine başlamak için atılması gereken ilk adım, kişinin bir psikiyatrist veya psikoloğa başvurmasıdır. Profesyonel bir destek almak, tedavi sürecinin temelini oluşturur ve doğru yönlendirmelerle bireyin iyileşmesine yardımcı olabilir.
Psikolog veya psikiyatrist kişiye tanı koymadan önce detaylı bir klinik muayene gerçekleştirir. Eğer ayrıcı tanı konulamıyorsa nevrotik kişilik bozukluğu testinden yararlanılır ve tedavi aşaması planlanır. Nevrotik kişiliğe karşı birkaç farklı tedavi söz konusu olabilir. Çünkü bozukluğa neden olan faktörler genellikle birbirinden bağımsızdır. Bu nedenle tedavi de tetikleyici nedene bağlıdır ve kişiden kişiye değişebilir. Peki, bu süreçte hangi tedavi yöntemlerinden yararlanılabilir?
Nevrotik kişilik bozukluğunun tedavisinde en sık başvurulan yöntem psikoterapidir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), psikologların sıklıkla başvurduğu bir yaklaşımdır. Bu terapide birey, nevrotik davranışlarına yol açan olumsuz düşüncelerle tanışır. Danışan ve danışman, iş birliği içinde çalışarak bu olumsuz düşünce kalıplarını daha olumlu ve sağlıklı düşüncelerle değiştirmeyi amaçlar.
Nevrotiklik, kaygı ve depresyon gibi rahatsızlıklarla yakından ilişkilidir. Nevrotik kaygı, kişinin dikkatini tahammül edemediği belirsizliklere sabitlemesine neden olur. Bu da kişinin riskler taşıyan belirsiz durumlardan kaçmasına yol açar. Zamanla sosyal izolasyon başlar ve birey, güvensiz ve endişeli hissettiği için sosyal ve duygusal ilişkiler kurmakta zorlanır. Bu durum çoğu zaman depresyonla sonuçlanır.
Bu sebeple nevrotik kişiliği besleyen ve bazen de nevrotiklikten beslenen hastalıklar tedavi edilmeden, danışanın zihinsel rahatlamaya ulaşması zordur. Bu süreçte psikologlar ve psikiyatristler birlikte çalışarak terapiyi ilaç tedavisi ile desteklemeye başlayabilir. Beynin kimyasal yapısını dengeleyen ilaçlar, terapi sürecinin daha verimli ilerlemesini sağlar ve bireyin kişisel yaşantısına daha olumlu bir yaklaşım geliştirmesine yardımcı olur.