Evlilik sürecine giren birçok kişi, aile ve partner arasında kalma eğilimindedir. Her iki taraf da eşit derecede önemlidir. Onlara eşit saygı ve dikkat gösterilmelidir. Ancak bir yetişkin olarak, ilişkiler arasındaki çizgiyi ne zaman çizeceğinizi ve ne zaman müdahale edeceğinizi bilmeniz gerekir.
Ebeveyn ve partner arasındaki ilişkiyi ele alırken çoğu zaman kafa karışıklığı yaratan ilk konu, kimi seçtiğiniz ile ilgilidir. Bazı ebeveynler, çocuklarının partner seçiminde çok fazla şey dikte edebilir. Örneğin, kayınvalide olarak nasıl bir gelin ya da damat istediklerine dair kurallar koyarlar.
Bu kurallar çerçevesinde, çocuklarının evlenmek istediği kişinin sosyal statüsü, kişilik özellikleri ve gelir durumu çoktan belirlenmiştir. Ebeveynler, çocukları kendi isteklerine uymayan biriyle evlenmek istedikleri zaman evlilik sürecinde oldukça ciddi pürüzler çıkarmaya başlar.
Ayrı bir aile kurmak her zaman bireysellik gerektirir. Her insanın kendi karakteri, ilgi alanları ve düşünce yapısı vardır. Yeni kuracağınız aile, kendi ailenizden bağımsız olarak farklı koşullar altında yaratılır. Peki, aileniz ve partneriniz arasındaki pürüzleri çözmeden yeni ailenizde mutlu olabilecek misiniz? Bu tür sorunların ortak çözümü var mıdır? Evlilik sürecinde aile ve partner arasında ilişki yönetimi nasıl yapılır?
Eğer bu sorulara yanıt arıyorsanız bu içeriğimiz tam size göre! Dilerseniz, daha fazla vakit kaybetmeden bu süreçte aile ve partner arasındaki ilişki yönetimini nasıl yapabileceğinizi anlatalım.
Ebeveyn Görüşlerini Askıya Alın
Evlilik sürecinde ebeveynlerinizin görüşlerini her zaman kabul etmek doğru değildir. Anne ve babalar düşüncelerinin bazı noktalarında kendilerince haklı olabilir. Çünkü her ikisi de sizin sahip olmadığınız deneyime sahiptir.
Yine de bu, onların her konuda kesinlikle haklı olduğunu göstermez. Ailenizin partneriniz hakkında olumsuz düşünceleri varsa ve size ikna edici makul sebepler sunuluyorsa, onlarla bir dereceye kadar akıl yürütmeye çalışmalısınız.
Ancak, kendi fikirlerinizi ve partnerinizin özelliklerini göz ardı etmemelisiniz. Unutmayınız ki aileniz, partnerinizi sizin kadar iyi tanımıyor. Vereceğiniz kararda kendi düşüncelerinizi ön planda tutarak ebeveynlerinizin dediklerini askıya almalısınız.
Ebeveynlerinizle Olan İlişkinizi Kuvvetlendirin
Evlilik sürecine girdiğinizde aileniz size karşı istem dışı duygular beslemeye başlayabilir. Neticede yetişkinlik çağına kadar yanınızda olan o insanlardan ayrılmak onlar için de kolay değildir.
Zaman zaman anne babalar terk ediliyormuş hissine kapılabilir. Bu tarz durumlarda onları terk etmediğinizi, sadece kendi çekirdek ailenizi oluşturmak istediğinizi söylemelisiniz.
Partnerinizle veya partneriniz olmadan ailenizle vakit geçirmeyi deneyebilirsiniz. Birlikte geçireceğiniz kaliteli zamanlar her iki tarafın sahip olduğu olumsuz duyguları olumlu tarafa çekecektir.
Ailenizin Endişelerini Giderin
Sizin için önemsiz görünen birçok detay aile üyeleriniz için büyük önem teşkil edebilir. Örneğin, evleneceğiniz insan sizin arzu ve isteklerinize anne babanız kadar saygılı, cömert olabilecek mi?
Siz bunlardan emin olsanız dahi ebeveynleriniz soru işaretleriyle huzursuz olabilir. Bu tarz durumlarda partnerinizi aile üyelerinize karşı iyi bir şekilde tanıtmanız gerekir. Onun kendiniz için ideal bir eş olacağını aile üyelerinize hissettirin.
Her Şeyi Ailenize Bildirmeyin
Başa çıkabileceğiniz sorunlarınız olduğunda ailenize koşmayın. İşleri nasıl yürüttüğünüz, partnerinizle neler planladığınıza dair fikirleriniz gizli kalsın. Partneriniz için satın aldığınız hediyeleri veya ortak belirlediğiniz mali durumlarını söylemeyin.
Aile üyelerinize her ayrıntıyı anlatmaya devam ettiğinizde partnerinizi eleştirmeye meyilli olabilirler. Özellikle de partner seçiminizi sevmedilerse bu kaçınılmazdır. Birçok şeyi bilmelerine gerek yok, işlerinizi özel olarak yapabilirsiniz.
Sınır Çizgilerinizi Netleştirin
Ebeveynlerin birçoğu evlilik sürecinde sizinle birlikte hareket etmek ister. Partnerinizle geçireceğiniz zamana bile ortak olmaya çalışabilir, gideceğiniz alışverişe katılmak için ısrarcı olabilirler.
Ancak, evlilik sürecinin her aşamasında ailenizin sizinle birlikte olmasına izin vermek ilişkiniz için sağlıksız olabilir. Bunun nedeni, evlilik sürecinin sabır ve sevginin test edildiği çalkantılı bir dönem olarak bilinmesidir.
Evlilik süreci, birbirinizi daha iyi tanıdığınız ve çeşitli farklılıklarla birlikte başa çıkma zamanıdır. Bu süreçte sürekli etrafınızda olmak isteyen aile üyelerine sahip olmak, sorunları daha da büyütebilir. Net çizgiler çizilmezse ilişkiniz için yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Partnerinizle Zaman Geçirin
Evlilik sürecinde partnerinizle birbirinize zaman ayırdığınızdan emin olmalısınız. Faturalar, tartışmalar ve daha birçok olumsuz durumun geride bırakıldığı bu zamanlarda birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizden bahsedebilirsiniz.
Birlikte yapmaktan hoşlandığınız aktiviteleri yapmaya özen gösterin. Yaşadığınız o güzel anları fotoğraf ile ölümsüzleştirin.
Unutmayın ki siz bir ekipsiniz. Hayatınızın geri kalanına dahil edeceğiniz partneriniz ile aranızdaki bağı gevşetmemelisiniz. Bu bağlamda, kaliteli zaman geçirmek çok önemlidir.
İyi İletişim Kurun
Aileniz veya partneriniz konuşmak istediğinde, ihtiyaçlarına saygı gösterin ve onları dikkatlice dinleyin. Kendilerini doğal bir şekilde ifade etmeleri için onlara zaman verin. Öfke, hayal kırıklığı gibi hassas konuları konuşmaktan kaçınmayın. Bu duygular hakkında konuşmak sorunun çözülmesine yardımcı olduğunuz anlamına gelir.
Açık Kurallar Belirleyin
Alttan alarak veya ortak bir fikir benimsetmeye çalışarak pürüzleri gidermeye çalışabilirsiniz. Öte yandan bu her zaman mümkün değildir. Ortak paydada buluşmanın imkansız olduğu durumlara karşı açık kurallar belirleyin.
Ailenizin partnerinize, partnerinizin de ailenize nasıl davranması gerektiğini açıkça belirtin. Küçük ama net kurallar partneriniz ve aileniz arasındaki ilişkiyi daha sağlıklı hale getirecektir.
Ortak Aktiviteler Planlayın
Ailenizle ve partnerinizle gerçekleştireceğiniz ortak aktivite, her iki tarafın da sağlıklı bir şekilde bağlantıda kalmasını kolaylaştırır. Örneğin, ailenizle ilgili önemli olayları birlikte kutlayabilir veya bütün aileyi ilgilendiren bir duruma partnerinizi de dahil edebilirsiniz.
Bu da sizin, partnerinizin ve ailenizin birlikte geçirdiği zamanı daha değerli hale getirir. Bunlar hayatınızın geri kalan zamanında değer vereceğiniz anılar olarak hatırlanabilir ve gerektiğinde her iki tarafa da hatırlatılabilir.
Kendinize Zaman Ayırın
Yaşadığınız durumların öznesi sizsiniz. Partneriniz ve aileniz arasındaki sorunlara odaklanırken kendinizi ihmal etmemelisiniz. Sağlıklı bir düşünceye varabilmek ve mantıklı adımlar atabilmek için mental açıdan rahat olmanız gerekir. Sahilde yürüyüşe çıkabilir, spor yapabilir veya bireysel bir tatil planı oluşturabilirsiniz.
Eğer bu konularda profesyonel destek almak isterseniz online terapiye başvurabilirsiniz. Uzmanlarımızın desteği sayesinde hem evlilik korkusunu yenebilir hem de bu süreçte aile ve partner arasındaki ilişki yönetimini nasıl yürütebileceğinizi öğrenebilirsiniz!
Her birey farklı bir karaktere sahiptir ve potansiyel davranış kalıpları bu karakter çevresinde gelişir. Bu nedenle insan kişiliğini anlamak, psikologlar için bile uğraş gerektiren oldukça karmaşık bir iştir. Neyse ki, zihnin gizemlerini çözmeye yardımcı olan ve insan kaynaklarından askeriyeye kadar birçok farklı alanda kullanılan güvenilir araçlar var. Bunlardan biri de Minnesota çok yönlü kişilik envanteridir. […]
Çocukların en önemli değişikliklere adım attığı çağlardan birisi okul çağıdır. Okul çağı, çocukların sosyal, fiziksel ve duygusal gelişimlerinin hızlandığı ve önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu süreçte çocuklar, etkileşim kurduğu kişilere karşı çeşitli davranış problemleri geliştirebilir. Başta kolayca fark edilmeyen problemler, çocukların hem akademik başarılarını hem de sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuklar, doğal olarak, […]
Cömertlik, sadece maddi yardımla sınırlı olmayıp zaman, emek ve ilgi gibi pek çok biçimde ifade edilebilir. Toplumsal hayatta önemli bir yere sahip olan bu davranış kalıbı, bireyin sadece çevresine değil, kendi psikolojik iyi oluşuna da katkı sağlamaktadır. Araştırmalar, cömertlik pratiklerinin kişilerin topluma ve sevdiklerine yarar sağlayabilmesinden dolayı kendilerini yeterli hissetmesi, kendinden ve yaptığından tatmin olmuşluk […]
Dr. Nossrat Peseschkian tarafından geliştirilen Pozitif Psikoterapi, insanın içinde bulunduğu duruma farklı açılardan bakabilmeyi amaçlar. Bu sebeple, kişilerin sorunlarına/çatışmalarına çözüm ararken bireysel, toplumsal, biyolojik ve sosyolojik boyutlardan yaklaşır. Pozitif Psikoterapi ekolünün temelini Denge Modeli oluşturur. Denge Modeli, 4 temel alan üzerinde durmaktadır. Beden ve duyular İş ve Başarı İlişkiler Gelecek ve Fantezi Ruhsal açıdan sağlıklı […]
Çoğu insan, kendisini yetenekli ve dayanıklı olarak nitelendirmeyi sever. Nitekim, güçlenmiş, zorluklara göğüs germiş ve yaşamının kontrolünü eline almış bir insan olmak, her bireyi mutlu eder. Ancak bazen, ne kadar güçlü olduğumuzu düşünürsek düşünelim, diğer insanların yardımına ihtiyacımız olduğunu gösteren olaylar ortaya çıkar. Bazı insanlar bu durumlarda kendini zihinsel ve duygusal olarak sıkışmış hissederken; bazı […]
Her insan, bazı zamanlarda kaygı ve stres duygularını arttıran, işte veya kişisel yaşantısında konsantrasyon güçlüğüne neden olan düşüncelerle meşgul olduğu bir dönem yaşar. Geçmiş ve gelecekle ilgili bu rahatsız eden düşünceler, o anda var olmayı ve şimdiki zamanda mutlu olmayı engeller. İşte, tam da bu noktada bilinçli farkındalık egzersizleri devreye girer! Mindfulness olarak da bilinen […]
İyi bir yaşam, her şeyden ve herkesten önce, kişisel olarak kendinize uygun bir yaşamdır. Peki, kendinizi iyi tanımadan, size ve ihtiyaçlarınıza uygun bir hayat inşa etmeniz mümkün müdür? Ne yazık ki, çoğu kişi için bu mümkün değildir. Onlar için yaşam uçsuz bucaksız bir okyanusta akıntıyla yolculuk etmek gibidir. Peki, bu yolculuk nasıl dizginlenir? Bahsi geçen […]
Her canlının içinde benliğinin odak noktası yatar. Örneğin; bir fincan kahvenin özü çekirdektir, etin özü proteindir. İnsanın özü ise kendisidir. Herşey özüyle birlikte güzeldir. İnsan da bu kurala dahildir. Çünkü kendi gibi olamayan herkes, er ya da geç toplum tarafından arzulanan ve kabul edilen normlara sürüklenir. Bütün bireylerin herkesleştiği ve kimsenin kendisi gibi olamadığı bir […]
