İlişkide sınırlar neden önemli? Sosyal canlılar olarak her an iletişim halinde olan bizler için sınırlar oldukça önemli bir kavram. Kişiler arası iletişimin en önemli belirleyicilerinden birisi olan sınırlar doğru belirlendiği ve korunduğu takdirde mutluluğun anahtarlarından birisi sayılabilir.
Burada ilişki kavramını en genel haliyle düşünmek mümkündür. Aile, iş ilişkisi, arkadaşlık ya da romantik bir birliktelik sırasında kendimize ait doğru sınırlar koyarak iletişimi daha kaliteli hale getirebiliriz. Peki, ilişkide sınırlar nasıl olmalıdır ve bu sınırları neye göre belirlemeliyiz?
Sınır kavramı sizi yanıltmasın; burada insanlarla soğuk bir iletişim ya da mesafeli olmak kastedilmiyor. Ancak karşınızdaki kişi kim olursa olsun iletişim sırasında belli sınırlarla hareket ediyor olmanız gerekir. Var olan ilişkiye göre belirlenen sınırlar ve sosyal irtibat da farklılık gösterir. Bu aşamada sağlıklı sınırlar koyarak yaşam boyu sağlıklı ilişkiler geliştirmek olanaklıdır.
Bireysel olarak seçtiğimiz sınırlar ve buna bağlı gelişen karşılıklı ilişkiler yaşam kalitemizi ciddi ölçüde etkiliyor. Değerlerimiz, tutum ve inançlarımızla gelişen sınır algısını sağlıklı boyutta inşa etmek oldukça önemli hale geliyor.
Mevcut bir ilişkide sınırın hangi noktada başladığını ve bittiğini anlamak ya da oluşturmak kolay bir süreç değildir. Fakat kendi sınırınızı korumanın temel yollarından birisi herhangi bir ihlalde hissettiğimiz duygulardır. Bu duygular genellikle bize yol gösterici olacak ve sağlıklı sınırları koyma noktasında yardım edecektir.
Belki hayatınızda sınırlar olması gerektiğini olumsuz deneyimler neticesinde yeni fark ettiniz, belki de sınır koyma tavrını bencillik olarak nitelendirdiğiniz için bugüne kadar çeşitli ihlallerle kalbiniz kırıldı. Belki de hiçbiri değil. Ancak süreç sizin için nasıl şekillenmiş olursa olsun, kendi yaşamınızı ele almanız ve kendi haklarınızı savunmanız asla bencillik değildir. Sağlıklı bir şekilde oluşturulan sınırlar hem siz hem de karşınızdaki kişiler açısından faydalı bir tutum olacaktır.
Sınırlarınızın olması aslında kendinize saygınızın bir dışa vurumudur. Düşünce dünyanızda böyle bir olgu olmasa dahi sınırlarınızın olmaması sizi ilişkilerinizde savunmasız bırakabilir ve hatta öz saygınızın eksik olduğuna dair bir izlenim verebilir. Dolayısıyla sınırların varlığı önemlidir. Peki, hangi alanlarda kendimize yatırım yapabilir ve bu konuda gelişme gösterebiliriz?
Zaman; değerli varlığımız, yaşamımızın temel taşı. Tüm hikayemizi sergilediğimiz alan olarak zaman, sınırlarımızı oluşturmamız için en çok dikkat etmemiz gereken unsurların başında gelir. Öyle yoğun hayatlar içindeyiz ki bazen sorumluluklarımıza dahi yetişmekte zorluk çekiyor, hal böyle olunca da kendimize ayırdığımız zamanı vicdan azabı haline getiriyoruz.
Sanki bireysel olarak zamanımızı yönetmek ve sınır koymak suçmuş gibi davranıyoruz. Oysa ilişkide sınırlar mutlu bir yaşamın önemli unsurları arasında yer alır ve hem biz hem de çevremiz için kaliteli zaman oluşturmayı sağlar.
Belirsiz ve kalitesiz bir zaman aralığında iletişim kurmaktan çok daha değerli olan şey; öncelikle kendimiz ve sevdiklerimiz için değerli zaman aralığı belirlemektir. Zamansal sınır, her şeyden öte önceliklerimizi anlamak ve belirlemekle ilgili bir durumdur.
Kişisel sınırlarımız, temelde fiziksel ve duygusal boyutta değerlendirilebilir. İlk olarak fiziksel sınırlarımız yeme-içme gibi temel ihtiyaçların yanı sıra bedensel ve kişisel alan ihtiyacı gibi konuları içerir.
Herhangi bir koşul açlık, susuzluk ve dinlenme gibi temel ihtiyaçların giderilmesine engel oluyorsa ya da kişisel alanımızla ilgili saygısızlık mevcutsa fiziksel sınırlarımızın aşıldığı ve uygun şekilde müdahale etmemiz gerektiği ifade edilebilir.
Kişisel sınırların bir başka boyutu da duygusal olarak belirlenen çizgilerdir. İletişimde olduğumuz insanların duygularımıza karşı saygılı olması ve kendi duygusal sürecimizi ifade ederken özgür hareket etmemiz, tamamen bu sürece işaret eder.
Özellikle hissettiğimiz şeyler sebebiyle eleştiri aldığımızda ya da bizi rahatsız edecek şekilde sorular yöneltildiğinde bu alanda saygı sınırının aşıldığını bilmek önemlidir.
Etik ve ahlaki boyuttaki değerler insan haklarının bir boyutu olarak düşünülebilir ve bu konuda iletişim kurarken saygı görmemiz gerekir. Yeterli saygıyı hissetmediğiniz durumlarda etik sınırlarınızın ihlal edildiğini düşünebilirsiniz.
Önemli olan sizin belirlediğiniz değerler ve toplumsal saygı çerçevesinde gerekli özgürlüğü hissedebilmeniz ve buna uygun yaşayabilmenizdir. Bu sınırlar tamamen sizinle ilgilidir ve genel olarak tüm insanlarda ortak olan bazı unsurları da içerir. Bir başkasının fikrine uyum sağlamaya zorlandığınız, cinsiyetçi ya da ırkçı tutumlar; ahlaki değer ihlali kapsamında değerlendirilebilir.
Maddi varlıklarınıza dair belirlediğiniz çizgiler sahip olduğunuz maddesel olanakları ve mülkiyeti paylaşım özgürlüğüne dayanır. Varlığınızı ne şekilde değerlendirmek istediğiniz ve başka insanların bunları kullanması için gösterdiğiniz tolerans sizin seçiminize bağlıdır. İzniniz olmadan maddi varlığınıza ilişkin müdahaleler gerçekleşiyor ya da kontrol amaçlı manipülasyonlar yapılıyorsa bu açıdan sınırlara ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz.
İlişkide sınırlar koymak ve kişisel önceliklerimizi belirlemek her şeyden önce sağlıklı bir iletişim geliştirmek açısından değerlidir. Bu iletişim yalnızca diğer insanlar için değil, kendimize duyduğumuz saygı açısından da önemlidir.
İstek ve ihtiyaçlarımızı diğer insanların tepkilerinden çekinmeden net ve açık bir biçimde iletebilmek elbette lüks değil haktır. Bu hak bize sağlıklı şekilde sınır koyma özgürlüğü tanırken karşıya mümkün olduğunca net sınırlarla yaklaşmak doğru anlaşılmak açısından da faydalı olacaktır. Hem farkındalık hem de özgüven gibi konularda kendimize yatırım yapmanız açısından da sınırlara ihtiyaç duyduğumuz bilinen bir gerçektir.
Tam tersi düşünülürse, yani sağlıksız sınırlar üzerinden hareket edilen bir yaşamda başta öz saygımızı yitirmek ve manipüle edilerek görmezden gelinmek olasıdır. Başka insanların varlığımızı belirlemesine ve tanımlamasına izin vermek kendimize yapacağımız en büyük haksızlıklardan biri olacaktır.
İlişkide sınırlar kavramı üzerinden konuşurken sağlıklı ve sağlıksız sınır ayrımı yapmak çok önemlidir. Çünkü kendimiz ve çevremiz için faydalı bir iletişim geliştirmek isterken yanlış bir tutumla aksini gerçekleştirebiliriz.
Sağlıklı bir sınır çizmek demek, her şeyden önce kendimize iyi gelmemiz demektir. Kendimiz için gerekli doğruları uygulayamazsak başkalarına faydalı olmamız da imkansızdır. Zamanınızı, yardım ve desteklerinizi diğer insanlarla paylaşmak için öncelikle bireysel ve manevi yatırıma odaklanarak doğru sınırlar çizmemiz gerekir.
Sağlıksız sınırlar denildiğinde akla normalden fazla ya da az sınır koyma eğilimi gelmelidir. Yani sert sınırlar ve tam tersi geçirgen sınırlar iki uç nokta olarak düşünülebilir. Her ikisi de olumsuz sonuçlara yol açabilecek iletişim biçimleridir.
Normalden daha sert sınırlara sahip olan kişiler gerek duyduklarında dahi yardım istemekten kaçınabilir ve iletişimsizlik tehlikesi ortaya çıkabilir. Sınırları belirgin olmayan kişilerde ise özel yaşam ihlalleri ve gerekli noktada “hayır” deme zafiyeti ortaya çıkabilir.
Yaşamınızı sağlıklı sınırlar çerçevesinde şekillendirmek ve daha mutlu ilişkiler inşa etmek istiyorsanız yeni farkındalıklar geliştirebilirsiniz. Şimdi, sınır koymanın 3 farklı etkili yolu üzerinde duracağız.
Yukarıda farklı sınır koyma biçimlerinden bahsettik. Bu unsurlar arasında en çok geliştirmeye ihtiyaç duyduğunuz yönünüz nedir? Yani fiziksel sınırlarınızı mı yoksa etik değerlerinize dair çizginizi mi daha fazla netleştirmek istiyorsunuz? Elbette birden fazla yönden farkındalık geliştirebilir ve bu süreci kapsamlı olarak da değerlendirebilirsiniz.
Sınırlarınızı isimlendirerek ve hayalinizde canlandırıp somutlaştırarak adım atmayı kolaylaştırabilirsiniz. Kendinizi nasıl bir tavır içinde görmek istiyorsanız hayalinizde onu gerçekleştirebilir ve böylelikle yaşamımıza daha kolay adapte edebilirsiniz.
Bugüne kadar sevdiğiniz insanlara karşı duyduğunuz fedakârlık ya da iyi niyetli davranış biçimleri nedeniyle sınırlarınızı yeteri kadar koruyamamış olabilirsiniz. Ancak sınır koymanın bencillik değil, sağlıklı bir bireysel tavır olduğunu fark ettikten sonra çizdiğiniz sınırları çevrenizdeki insanlara uygun bir şekilde yansıtabilirsiniz.
Aslında ilişkide sınırlar ve sağlıklı iletişimin belirleyen temel etken istemediğiniz durumlara karşı geliştirdiğimiz tepkilerdir. Yani istemediğiniz herhangi bir durum karşısında rahatlıkla “hayır” diyemiyorsanız ve bunu olumsuz bir davranış olarak algılıyorsanız; sınırlarınızı oluşturmak için daha fazla farkındalık kazanmanız gerektiğini belirtmeliyiz.
“Hayır” dediğinizde başkalarına haksızlık edeceğiniz düşüncesinden çıkın ve insanları kırmamak adına her şeye “evet” dediğinizde kendinize ne kadar haksızlık etmiş olacağınızı bir düşünün!
Sağlıklı sınırlar, hayatımızdaki tüm ilişki boyutlarında korunması ve sürdürülmesi gereken davranışlardır. Yaşamınıza dair kurduğunuz sınırlar; değer ve tutumlarınızla yakından ilgilidir. Bu nedenle size en uygun sınırları ancak siz oluşturabilirsiniz. Sağlıklı ve sağlıksız sınır kavramlarını bilmek doğru bir iletişim ağı oluşturmak için önemlidir.
Sınırlarınızı korumayı öğrenebilir ve bu davranış modelini geliştirebilirsiniz. İstemediğiniz durumlarda hayır diyebilmek çizdiğiniz sınırları başkalarına net bir şekilde ifade edebilmek, bu davranış modelini korumanın temel unsurları arasındadır.
İhtiyaç duyduğunuz takdirde sağlıklı sınırlar oluşturabilmek için terapi desteği alabilir ve süreci başarılı şekilde geliştirebilirsiniz. HiDoctor alanında deneyimli ve başarılı psikologlar ile sağlıklı sınırlar oluşturma konusunda online terapi desteği almanızı sağlar.