'Daha İyi Sen' için İlk Seansının %25‘i Bizden!
0 850 700 03 03
İyi Hisset

Ritüel Kapanları: OKB ve Travmanın Derin Bağlantısı

Yazar: Web ve Tıbbi Yayın Kurulu
HiDoctor tarafından onaylandı
3 DK
17 Ocak 2024 tarihinde yayınlandı
Yazı Boyutu:
a
a
3 dakikalık okuma
Yazı Boyutu:
a
a

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), halk arasında takıntı olarak bilinen obsesyonların yaşandığı bir hastalıktır. Bu takıntılar kişide kaygı ve strese neden olabilir.

Günlük hayatının olumsuz yönde etkilendiğini fark eden hasta, düşüncelerinden kurtulmak için harekete geçer. Çeşitli yöntem ve ritüellerin tekrar edildiği bu süreç kompulsiyon olarak adlandırılır.

Hastalığın hangi nedenlerden dolayı ortaya çıktığı ise tam olarak belirlenememiştir. Genetik faktörler, biyolojik faktörler ve çevresel etkiler hastalığın ortaya çıkmasında etkili olabilir. Bunlar herkes tarafından tahmin edilen ana nedenlerdir.

Ancak milyonlarca insanın bilmediği ve bilim insanlarının üzerine çalışmalar yürüttüğü son derece ciddi başka bir faktör daha vardır: Geçmişte yaşanmış travmanın hastalığı tetiklediği gerçeği!

Evet, yanlış duymadınız! Yaşamış olduğunuz travma, obsesif kompulsif bozukluk ile yakından ilişkili olabilir. Bu içeriğimizde, OKB ve travma arasındaki derin bağlantıyı mercek altına alacağız.

OKB Travmadan mı Kaynaklanır?

Her hastalığın beslendiği çeşitli kaynaklar vardır. OKB de diğer hastalıklar gibi çevresel, genetik ve nörobiyolojik faktörlerin karmaşık etkileşiminden beslenir. Bazen bu faktörlerin arasında tuttuğumuz, bazen de bambaşka bir kaynak alanı olarak saydığımız travma ise bunlar arasında en gizemli olanıdır.

OKB travmadan mı kaynaklanır sorusunun cevabına yönelmeden hemen önce travmanın ne anlama geldiğini bilmek faydalı olacaktır. Travma, bireyin başa çıkma mekanizmasını zorlayan, kendini çaresiz veya güçsüz hissetmesine neden olan olayı ifade eder. Cinsel saldırı, fiziksel istismar, doğal afet ve hayati önem taşıyan tıbbi durum travma olarak nitelendirilebilir.

Travmanın ne anlama geldiğini öğrendiğimize göre, şimdi, OKB ile travma arasında tür bir ilişki olduğunu tartışabiliriz. Bazı bilim insanları, herhangi bir şekilde travma yaşayan bireylerin depresyon, OKB gibi ruh sağlığı hastalıklarına yakalanma risklerinin diğer insanlara göre çok daha yüksek olduğunu savunmuştur. Peki, bu ne anlama gelmektedir?

Travmaya maruz kalmış bireyler, tedavi almadıkları takdirde, yaşadıkları olayın etkisinden çıkamazlar. Kötü durumun yaşanmasından yıllar sonra bile kişide korku ve endişe duyguları canlanabilir.

Geçmişte zaten derin bir eyleme maruz kalan hasta, yaşadığı olayı tekrar yaşamamak için birbirinden farklı savunma mekanizması geliştirir. Bu mekanizmalar birbiriyle uyumlu olabileceği gibi, zorlayıcı davranışlar ve kaçınma gibi birbiriyle tamamen uyumsuz da olabilir.

Tamamen mantıksız ve aşırı olarak nitelendirebileceğimiz düşünceler, kısa bir zaman sonra davranış şekline dönüşmeye başlar. Örneğin, hırsızlığa dair travması olan kişi kapıları defalarca kez kontrol etmeye başlar. Eğer bu onun için yeterli olmazsa çok daha sıkı önlemler almaya çalışır. Gittikçe kontrolden çıkan bu davranışlar, kısa bir süre içerisinde hızla OKB’nin ana semptomlarının ortaya çıkmasına neden olur.

Bununla birlikte, travma yaşayan bütün bireylerin OKB geliştirmediğine dikkat çekmek gerekir. Bazı bireyler normal yaşantısına devam edebilirken, bazı bireyler farklı sağlık problemleriyle mücadele edebilir. Dolayısıyla travma, OKB için bir risk faktörü olmakla birlikte kesin ve tek neden değildir.

OKB ve Travma Arasında Bir Bağlantı Var mı?

OKB ve travma arasındaki bağlantı üzerine yapılan araştırmalar her geçen gün artmaktadır. İkisi arasındaki ilişki net olarak belirlenmemiş olsa da, travmanın OKB belirtilerinin gelişmesinde veya var olan belirtilerin alevlenmesinde katkıda bulunduğunu gösteren bir dizi kanıt vardır.

Araştırmacılara göre, fiziksel, duygusal veya nitelikli cinsel istismar gibi oldukça önemli travmalar yaşamış bireylerin, yaşamayan kişilere göre OKB’ye yakalanma olasılığı daha yüksektir. Araba kazaları, ölümcül hastalıklar, yıkıcı doğal afetler gibi travmatik olaylar da OKB’nin gelişimiyle yakından ilişkilendirilmiştir.

Travma Obsesif Kompulsif Bozukluğu Nasıl Etkiliyor?

Bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre, OKB ve travma arasında bazı benzerlikler bulunmaktadır. Ancak bunlar her birey tarafından farklı şekillerde ifade edilir.

Bununla birlikte, travmanın ardından OKB’ye yakalanan hastalarda iki ortak davranış şekline rastlanmıştır: Müdahaleci düşünceler ve davranış kalıpları.

Müdahaleci Düşünceler

Travmatik olayların OKB geliştirmeye yatkın bireylerde müdahaleci düşünceleri tetiklediği düşünülmektedir. Bu düşüncelerin neden olduğu yoğun sıkıntı, bireyi stresini azaltmak için aşırı temizlik veya aşırı kontrol gibi davranışlara yönelmeye itebilir. Zaman içerisinde bu davranışlar derinleşebilir ve kısa süre içerisinde OKB’ye dönüşebilir.

Aşağıdaki örnek müdahaleci düşüncelerin daha net anlaşılmasını sağlayacaktır:

Örneğin, geçmiş dönemde yangında ölme tehlikesi geçiren bir bireyi düşünelim. Yangının ardından terapi almayan kişi, ilerleyen yıllarda dahi yangında sıkışıp kalmaktan korkabilir.

Bir süre sonra bu korku tekrarlayan davranışlara dönüşür. Kişi, bambaşka bir nedenden dolayı yangın tehlikesi geçirse dahi, fırını kapattığından emin olmak için defalarca kontrol edebilir. Kapalı düğmesine birkaç kez basabilir ve şalterleri kapatabilir.

Yukarıdaki eylem şekli, kişinin oturup düşünüp karar verdiği bir eylem şekli değildir. Bu düşünceler, bir kişinin aklına aniden gelir ve kontrol edilmesi oldukça zordur. OKB’si olan hastalar için bu düşünceler genellik mikrop, hastalık kapma, kendilerine veya sevdiklerine zarar gelmesi gibi belirli bir ana konu etrafında döner.

Davranış Kalıpları

Travmanın endişe ve kaygı gibi olumsuz duygulara neden olduğundan bahsetmiştik. Bu duygularla baş etmekte zorlanan kişi biraz rahatlamak için belirli davranış kalıplarını benimseyebilir.

Davranış kalıpları genellikle travmaya neden olan faktörlerin tekrar oluşmasını engellemeye yöneliktir. Mükemmeliyetçilik, ritüellerin tekrarlanması bunlara örnek olarak gösterilebilir. Travmanın yeniden ortaya çıkma riski yeterince azaltıldığında, söz konusu kişinin içini rahatlama duygusu kaplar.

Yorum Gönder
İlgili İçerikler
Daha İyi Bir Sen için E-Bültenimize Abone Ol!