'Daha İyi Sen' için İlk Seansının %25‘i Bizden!
0 850 700 03 03
İyi Hisset

Nöroçeşitlilik (Neurodivergent) Nedir, Türleri Nelerdir?

Yazar: Uzman Klinik Psikolog İrem Nur Sabancı
HiDoctor tarafından onaylandı
8 DK
12 Haziran 2025 tarihinde yayınlandı
Yazı Boyutu:
a
a
8 dakikalık okuma
Yazı Boyutu:
a
a

Her insanın düşüncesi ve hisleri birbirinden farklıdır. Örneğin, bir trafik kazası olduğunda yanımızdaki kişilerle aynı tepkiyi vermeyiz. Bazı insanlarda ise bu farklılık daha derindir. Onlar hepimizden farklı düşünür ve dünyayı her birimizden daha farklı bir şekilde algılar. İlk bakışta zorluk gibi görünen bu durum, aslında bize bambaşka perspektifler kazandıran bir çeşitlilik yaratır. İşte bu çeşitlilik de nöroçeşitlilik olarak adlandırılır.

Peki, bütün yönleriyle ele alacağımız neurodivergent ne demek? Nöroçeşitlilik nedir, neleri kapsar ve temel prensipleri nelerdir? Hepsinin cevabını bu yazımızda bulabilirsiniz!

Nöroçeşitlilik Nedir?

Nöroçeşitlilik, her bireyin kendine özgü bir nörobilişsel işleve sahip olduğu fikrini tanımlayan bir kavramdır. İlk olarak 1990’lı yıllarda Avustralyalı Sosyolog Judy Singer tarafından tanımlanan bu kavram, nörolojik farklılıkları düzeltilmesi gereken hastalıklar olarak değil, insan doğasındaki doğal varyasyonlar olarak tanımlamayı amaçlamaktadır.

Singer, farklı bireylerin beyin yapılarında ve işleyişlerinde açıkça görülebilecek farklılıklar olduğunu savunmuştur. Hatta bu durum tek yumurta ikizleri için dahi geçerlidir. Ona göre, insan beyninin doğal kapasitesinin evrensel ve tek bir tanımı yoktur. Otizm, DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) ve disleksi gibi durumları içeren nöroçeşitlilik kavramı, bu tanıma uyan kişilerin damgalanmasına karşı yürütülen mücadelenin önemli bir parçasıdır. Singer’ın bu çağrısından sonra terim çok daha popüler hale gelmiş ve geniş bir kitle tarafından kabul görmeye başlamıştır.

Bu sayede toplum tarafından “kusurlu” veya “hasta” olarak görülen milyonlarca insan için daha fazla saygı, eşitlik ve kapsayıcılık talep eden sosyal hareketler ortaya çıkmıştır. Yani nöroçeşitlilik; bireylerin farklı düşünme, öğrenme ve algılama biçimlerinin değerli olduğunu vurgulayarak onların topluma tam katılımını desteklemeyi hedefler.

Bu bağlamda, nöroçeşitlilik yalnızca bir farkındalık kavramı değil, aynı zamanda eğitimden iş hayatına kadar her alanda adalet ve fırsat eşitliği sağlanmasını amaçlayan bir toplumsal dönüşüm hareketidir.

Neurodivergent Ne Demek?

Neurodivergent, bireylerin beyin yapıları ve nörobiyolojik işleyişleri arasındaki farklılıkları tanımlayan bir kavramdır. İlk kez 1990’lı yılların sonunda Judy Singer tarafından ortaya atılan bu terim, “normal beyin” anlayışını sorgulayarak beyindeki işleyiş farklılıklarını daha kapsayıcı ve geniş bir perspektiften ele almayı amaçlamıştır.

Nöroçeşitlilik Belirtileri Nelerdir?

Nöroçeşitlilik belirtileri, çeşitliliğe dahil edilen durumun spesifik doğasına bağlı olarak değişiklik gösterir. Bütün nöro farklı bireyler bu belirtilerin tamamını göstermeyebilir veya çoğu bunlardan sadece birkaçına sahip olabilir. Bununla birlikte, nöroçeşitlilikte görülebilecek en yaygın belirtilerden bazıları şunlardır:

  • Konsantrasyon zorlukları: Çoğu nöro farklı birey, basit görevleri bile yerine getirmekte zorlanabilir. Bunun başlıca sebebi ise hızlıca sıkılmaları ve o an ilgilendikleri şeye odaklanamamalarıdır.
  • Sosyal uyumsuzluk: Nöroçeşitliliğin bazı türlerinde sosyal zorluklar dikkat çeker. Bu bireyler için göz teması kurmak, empati yapmak veya sosyal etkileşimde bulunmak oldukça zorlayıcı olabilir.
  • Belirli ilgi alanlarına tutkulu olmak: Beyin işleyişindeki farklılıklar nedeniyle nöro farklı bireylerin ilgi alanları bazen oldukça sınırlı olabilir. Ancak bu alanlara yoğun bir tutkuyla bağlanır ve kısa sürede bu konularda uzmanlaşabilirler.
  • Alışılmışın dışında bir düşünce tarzı: Nöro farklı bireyler genellikle sıra dışı ve yaratıcı düşünme biçimlerine sahiptir. Özgün fikirler üreterek farklı bakış açıları sunar ve bilişsel esneklikleri sayesinde yenilikçi çözümler geliştirebilirler.
  • Okul hayatına adapte olamama: Bu bireyler için eğitim müfredatının kendilerine göre uyarlanması gerekebilir. Örneğin, sözlü iletişimi olmayan otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerin alternatif iletişim sistemleri ile eğitim görmesi önemlidir. Ancak bu her zaman mümkün olmadığı için birçok nöro farklı birey eğitim hayatında ciddi zorluklarla karşılaşabilir.
  • Tekrarlayan davranışlar: Bazı nöroçeşitlilik türlerinde tekrarlayıcı davranışlar gözlemlenebilir. Birey aynı kelimeyi defalarca tekrarlayabilir ya da ileri geri sallanma gibi hareketler sergileyebilir.
  • Motor becerilerinde zorluklar: Bazı kişilerin ince ve kaba motor becerilerinde zorluk yaşandığı görülebilir.

Nöroçeşitlilik Neleri Kapsar?

Nöroçeşitlilik kavramı ilk kez ortaya atıldığında, öncelikle otizm spektrum bozukluğu bu terimin kapsamına dahil ediliyordu. Terimi ilk olarak bulan ve doktora tezinde kitap olarak yayınlayan Singer, annesinin otizminden etkilenerek bu alanda çalışmalara başlamıştı. Ancak kısa bir süre sonra kendisinde ve kızında gözlemlediği farklılıkların da etkisiyle araştırma alanlarını genişleterek farklı nörolojik bozuklukları da bu terim altında toplamaya başladı.

Kısacası nöroçeşitlilik esasında esnek bir kavramdır ve kapsamı zamanla önemli ölçüde genişlemiştir. Örneğin, bazı kuruluşlar obsesif kompulsif bozukluk (OKB), bipolar bozukluk ve sosyal anksiyete bozukluğu gibi birçok rahatsızlığı bu kavram altında toplama önerisinde bulunmuştur.

Bununla birlikte bazı uzmanlar, kavramı daha da genişleterek epilepsi, şizofreni ve demans gibi hastalıkların da nöroçeşitlilik türleri arasında olmasını savunmuştur. Kuruluşlar arasında farklı görüşler olsa da, dünya genelinde kabul gören ve nöroçeşitliliğe dahil edilen bazı durumlar şunlardır:

1. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Nöroçeşitlilik; DEHB, dikkatsizlik ve dürtüsellik ile karakterize edilen bir durumdur. Başlangıçta çoğunlukla çocuklarda görülen bu durum, semptomlar ve fonksiyonel eksikliklerin yetişkinlik dönemine kadar devam etmesine neden olabilir. Erişkinlerde görülme sıklığı %2.8 ila %5.5 arasında değişmektedir.

2. Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), iletişim ve sosyal etkileşimi etkileyen nörogelişimsel bir durumlar grubudur. Spektrum terimi, her bireyin farklı semptomlarla ve şiddetle bu durumu yaşaması nedeniyle kullanılır. Otizmin temel belirtileri arasında iletişimde zorluklar, tekrarlayıcı davranışlar ve sınırlı ilgi alanları yer alır. Otizmli bireyler sosyal kuralları anlamakta, beden dilini çözümlemekte ve karşılıklı diyalog kurmakta zorlanabilirler. Öte yandan otizm spektrum bozukluğu kendi içinde çeşitli alt gruplara da ayrılabilir.

3. Asperger Sendromu

Asperger sendromu, düşük sosyal etkileşimin yanı sıra kendini ifade etme ve başkalarını anlama becerisinde yaşanan eksiklikle karakterize edilen bir otizm türüdür. Asperger sendromundan muzdarip bireyler, başkalarıyla ilişki kurmak istese de bu becerilere sahip olmadıkları için hayal kırıklığına uğrayabilirler. Bu durum onları sıklıkla içine kapanık biri haline getirir ve okulda veya iş yerinde yalnız kalmayı tercih ederler.

 

Asperger sendromu olan kişiler, genellikle ortalamanın üzerinde zekaya sahip olsalar da sosyal etkileşim ve bazı temel becerilerde zorluk yaşarlar. Resmi dil kullanımı veya arkadaş edinme gibi sosyal gereklilikler onlar için zorlayıcı olabilir. Otizmin klasik belirtilerinden biri olan sosyal kurallara uymama bu sendromda da görülebilir. Ayrıca katı rutinler ve tekrarlayıcı davranışlar, zamanla kaygı ve depresyon gibi ikinci dereceden sorunlara yol açabilir.

4. Dezintegratif Bozukluk

Dezintegratif bozukluk, bilişsel gelişimin gecikmiş bir bozukluğu olarak bilinir ve genellikle bir tespit bozukluğu olarak nitelendirilir. Otizm ile benzerlikler gösterse de dezintegratif bozukluk 3 yaşından önce görülmez. Otizmde bebeklik döneminde ebeveynleri alarma geçirebilecek bazı özellikler fark edilebilirken, dezintegratif bozuklukta çocuğun gelişimi en az 2 yaşına kadar normal şekilde seyreder.

5. Öğrenme Güçlükleri

Öğrenme güçlükleri; çocukların dil, dinleme, akıl yürütme, okuma veya mantıksal becerilerde yaşadıkları zorluklardır. Kaç tür öğrenme güçlüğü olduğu kesin olarak bilinmese de farklı bozukluk kombinasyonları ortaya çıkabilir. Öte yandan en sık karşılaşılan öğrenme güçlükleri türlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Disleksi: Bir çocuğun doğru yazmayı öğrenme güçlüğü, kısaca disleksi olarak adlandırılır. Örneğin çocuk, “b” harfi yerine “p” harfi yazabilir. Ebeveynlerin bir kısmı bunun görme bozukluğundan kaynaklandığını düşünebilir. Ancak bu bir görme problemi değildir. Harflerin görünümünü değiştiren olay esasında çocuğun beynindeki işleme şeklidir.
  • Disgrafi: Yazma güçlüğü olarak tanımlanan disgrafi, disleksinin bir sonucu olarak gelişebilir. Bununla birlikte bazı çocuklarda zayıf görsel işleme veya uzamsal algı eksiklikleri nedeniyle de ortaya çıkabilir.
  • Distalkuli: Matematik kavramlarını anlamada zorluk yaşayan çocuklarda görülen güçlük, distalkuli olarak adlandırılır. Diğer öğrenme güçlüklerinden farklı olarak bu durum çocuğun yaşına bağımlı olmaksızın görülebilir.

6. Tourette Sendromu

Tourette sendromu, kişinin istemsizce çıkardığı sesler ve hareketlerle karakterizedir. Genellikle çocukluk döneminde başlar ve bazen kendiliğinden gerileme gösterebilir ancak bazı vakalarda yetişkinlikte dahi devam ettiği görülebilir. Tourette sendromu için kesin bir tedavi seçeneği ne yazık ki yoktur. Mevcut tedavi yöntemleri ise yalnızca semptomları yönetmeye yönelik uygulanmaktadır.

Tourette sendromlu kişilerde vokal ve fiziksel tiklerin bir kombinasyonu bulunur. Örneğin, göz yuvarlama, baş sallama ve başkalarına dokunma gibi fiziksel tikler; ıslık çalma, hayvan sesleri çıkarma veya rastgele kelimeler söyleme gibi vokal tikler yaygın belirtilerdir.

Nöroçeşitliliğin Temel Unsurları Nelerdir?

Nöroçeşitlilik, farklı beyin yapılarına sahip insanları kapsayan geniş kapsamlı bir kavram olarak bilinir. Bu kavram, insanlar arasındaki beyin gelişimi ve işlevselliği farklılıklarını anlamaya yönelik bir yaklaşım sunar. Buna ek olarak nöroçeşitliliğin kendi içinde iki ana gruba ayrıldığı söylenebilir:

1. Nörotipik

Nörotipik, tipik beyin gelişimine ve işlevine sahip bireyleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Nörotipik bireyler, akranlarıyla benzer şekilde büyür ve sosyal, duygusal gelişimlerinde genellikle bir aksaklık yaşamazlar. Nörotipik bireylerin genellikle sahip olduğu özellikler şunlardır:

  • Akranlarıyla aynı yaşta konuşmayı öğrenirler.
  • Akranlarla benzer becerilere sahiptirler.
  • Yüksek ses veya ışık gibi etkenlerden rahatsız olmazlar.
  • Katı rutinleri yoktur ve değişimden korkmazlar.
  • Depresyon veya kaygı gibi problemleri yoksa odaklanmaları normaldir. Yani genel olarak odaklanma problemi yaşamazlar.
  • Yaşına özgü hobilere ilgi duyarlar.
  • Çevresiyle sağlıklı bir şekilde iletişim kurabilirler.
  • Yüz ifadelerini anlayabilir ve empati kurabilirler.

2. Nöroçeşitli

Nöroçeşitli terimi, beyin yapıları ve işlevleri nörotipik bireylerden farklı olan kişileri tanımlar. Nöroçeşitli bireyler, beynin işleyişindeki farklılıklardan kaynaklı olarak genellikle sosyal etkileşim, duygu yönetimi ve günlük aktivitelerde zorluklar yaşayabilirler. Ancak nöroçeşitliliğin de farklılıkların ve çeşitliliğin bir parçası olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanır. Ayrıca nöroçeşitli bireylerde görülen bazı yaygın özellikler ise şunlardır:

  • Gelişimsel özelliklerde gecikmeler bulunur.
  • Göz temasından kaçınabilir ve sosyal etkileşimde zorlanabilirler.
  • Sürekli benzer aktiviteyi yapma gibi tekrarlayan davranışlar sergileyebilirler.
  • Bu kişilerde hareketsizlik ya da hiperaktivite gibi işaretler görülebilir.
  • Yaşıtlarıyla iletişim kurmaları bazen zorlayıcı olabilir.
  • Duyguları anlamakta zorluk yaşadıkları için empati kurmakta eksiklik yaşarlar.
  • Belirli rutinleri ve tutkuyla bağlı oldukları hobileri vardır.

Nöroçeşitlilik, insanların düşünme, öğrenme ve dünya ile iletişim kurma biçimlerinin farklı olabileceğini savunur. Bu bakış açısı, nörolojik farklılıkları bir bozukluk olarak gören eski anlayışlara karşı çıkar. Bunun yerine, tüm bu farklılıkların insan çeşitliliğinin bir parçası olduğu ve her bireyin benzersiz işleme yollarına sahip olduğu fikri vurgulanır. Nöroçeşitlilik paradigması, bireylerin farklı beyin yapılarının, onların yeteneklerini ve potansiyellerini belirleyen doğal bir çeşitlilik sunduğunu kabul eder. Ayrıca bu kavramın kendine has prensipleri de vardır. Dilerseniz şimdi bu temel prensipleri ele alalım.

Nöroçeşitliliğin 8 Prensibi Nedir?

Nöroçeşitlilik, hem biyoçeşitlilik hem de kültürel çeşitlilikle ilgili bir kavramdır. Sosyallik, öğrenme, dikkat, ruh hali ve diğer önemli zihinsel işlevler açısından ‘‘normal’’ kabul edilen beyin yapılarının ötesinde çeşitliliği öne çıkarır. Ayrıca bu farklılıkları damgalamak yerine onlardan yeni bir şey inşa etmeye çalışır. Bu bağlamda, nöroçeşitliliğe ait dikkat çeken 8 prensip vardır. Judy Singer tarafından bulunan ve Thomas Armstrong tarafından geliştirilen bu prensipleri şu şekilde açıklayabiliriz:

  • İnsan beyni otomatik bir düzenek değildir. Tıpkı ekosistem gibi çok çeşitlidir. Dolayısıyla her bireyin beyin yapısı ve işleyişi farklıdır.
  • İnsan beyni ve insanlar sürekli olarak rekabet spektrumları boyunca var olabilir. Normal davranış, geleneksel bir duraksamadan başka bir şey değildir. İnsanlar farklı şekillerde işlev görebilirler.
  • İnsanın yeterli olup olmadığına ait olduğu kültürün karar vermesi yanlıştır. Örneğin, geçmişte şizofreni uzun süre boyunca tehlikeli bir hastalık olarak tanımlanmıştı. Oysa insan ait olduğu kültürün ötesinde ve çok daha fazlasıdır.
  • Engelli olma gerçeği, kişinin bulunduğu yere ve zamana göre değişiklik gösterebilir. Toplumların ve çevrenin, bireylerin yeteneklerini ve sınırlarını nasıl değerlendirdiği bu durumu etkileyebilir.
  • Yaşamda başarılı olmanın yolu, insan beyninin çevrenin ihtiyaçları ile uyum sağlamasından geçer. Bu sebeple insan çevresine uyum sağlamak için farklı yollar geliştirir.
  • Yaşamdaki başarı, aynı zamanda çevreyi farklı beyin ihtiyaçlarına göre değiştirmeye de bağlıdır. Farklı düşünme ve işleme biçimlerinin çevreye uyum sağlamasıyla başarıya ulaşılabilir.
  • Niş oluşturma, nöroçeşitli bireylerin yaşamını iyileştiren yaşam tarzı seçimlerini içerir. Kendi benzersiz ihtiyaçlarına göre yaşam alanları ve yöntemler yaratmak iyileşmeyi destekler.
  • Pozitif niş inşası beyni doğrudan değiştirir ve bu da kişinin çevreye uyum sağlama yeteneğini geliştirir. Kişi, kendi ihtiyaçlarına uygun bir niş yaratarak beyninin çevresine uyum sağlama kapasitesini artırır.
Yorum Gönder
İlgili İçerikler
Daha İyi Bir Sen için E-Bültenimize Abone Ol!