'Daha İyi Sen' için İlk Seansının %25‘i Bizden!
0 850 700 03 03
İyi Hisset

Gastrointestinal Psikoloji

Yazar: Web ve Tıbbi Yayın Kurulu
HiDoctor tarafından onaylandı
1 DK
17 Ocak 2024 tarihinde yayınlandı

17 Ocak 2024 tarihinde güncellendi
Yazı Boyutu:
a
a
1 dakikalık okuma
Yazı Boyutu:
a
a

Günümüzde kaygı bozuklukları ve depresyonun yeme düzenimiz üzerinde etkisi olduğunu açıkça bilmekteyiz. Özellikle kaygı bozukluklarının gastro intestinal sistemler üzerinde olumsuz etkileri araştırmacılar tarafından fazlaca incelenmiştir. Kaygı bozukluğu temel olarak ortada bir tehlike bulunmadığı hallerde dahi beynimizin tehlike algılaması ve bu yanlış yorumlamalardan kaynaklı olarak kaçma ve savaşma reflekslerimizi sürekli ve/veya kesitler halinde devreye sokmasıdır. Ortada beden ve zihin bütünlüğünü veya bireyin varoluşunu tehlikeye atacak bir durum olmadığı hallerde dahi bu mekanizmanın çalışması kişilerde aşırı yorgunluk, kaslarda gerginlik, öfke kontrolle ilgili problemler, içe kapanma, sosyal alanlardan uzaklaşma gibi bir çok olumsuz etkiye sebep olmaktadır. Kaygı bozuklukları kendi içlerinde kategorilere ayrılmakla birlikte bazı belirtiler yaygın olarak görülmektedir. Bunlar arasında kas ağrıları, sürekli gerginlik hissi, titremeler, sıcak basması, kalp çarpıntıları, nefes almada güçlük ve toleransın azalması şeklinde sıralanabilir. Kaygı bozukluğu kişinin gerçek bir tehlike ile karşı karşıya kalmadığı durumlarda daha edinilen çevresel sinyalleri beynimiz tarafından yanlış yorumlanması ve gerçek bir tehlike ile karşı karşıya kalmışçasına tepki vermesi şeklinde açıklanabilir. Bu durumun sürekliliği bireyde hem fiziksel hemde psikolojik yorgunluğa sebep olmaktadır. Kişilerin etkinlik ve hareket alanını kısıtlamakta bazı durumlarda kişileri sınırlı bir alanın içerisinde hapsetmektedir.

Bu bağlamda gastro intestinal sistem denildiğinde tükürükle başlayan ve boşaltımla sonuçlanan, birden fazla dinamik yapıyı içerisinde barındıran bir sistem akla gelmektedir. Stres ve kaygı bozuklukları ilk olarak üreme ve sindirim sistemlerinde bozulmalara sebep olmaktadır. Bu sebeple kaygı bozukluklarının reflü hastalığı, gastrit, mide ülseri, mide kanamaları, hazımsızlık, kabızlık veya ishal gibi bazı gastro intestinal rahatsızlıklarla bağlantılı olabileceğini düşünmek yanlış olmaz. Gastro intestinal sisteme bakıldığında fonksiyonel dispepsi ve irritabl barsak sendromu (İBS) hastalıklarının başlangıç ve gidişinin kişilik özellikleri, stresli yaşam olayları gibi psikososyal etkenlerle oldukça anlamlı ilişkilerinin olduğu bildirilmiştir. GİS hastalarıyla yapılan fonksiyonel beyin görüntüleme çalışmalarında özgün bazı farklılıklar gösterilmiştir. Ayrıca bazı GİS hastalarının psikiyatrik tedavi yaklaşımlarından fayda gördüğü yönünde çalışmalar vardır. Bununla birlikte yapılan araştırmalarda fizyolojik altyapısı olmayan gastro intestinal bozuklukların psikiyatrik ve psikolojik tedavilere olumlu yanıt verdiği de ortaya konmuştur. Gastro intestinal rahatsızlıklar ile psikolojik süreçler arasındaki en belirgin bağlantı bireylerin ağrı eşiğini düşürmesi üzerinde görülmüştür.

Yine yapılan diğer çalışmalarda sağlık birimlerine mide ve sindirim rahatsızlıklarıyla başvuruda bulunan bireylerin büyük bir kısmında fizyolojik sebeplerin minimum etkinliği olduğu ve problemin psikolojik sebeplere dayandığı veya var olan problemin büyük oranda arttığı bazı durumlarda uygulanan tedaviye yanıt vermedikleri tespit edilmiştir. Bu bağlamda mide ve sindirim sistemi rahatsızlıklarına yaklaşırken gastroenterologlar, psikologlar ve psikiyatristlerin ortak çalışmasının önemini vurgulanmaktadır.

Yorum Gönder
İlk Seansının %25 ’i Bizden!
İndirim Kodu: MERHABA25
İlgili İçerikler
Daha İyi Bir Sen için E-Bültenimize Abone Ol!