Empati, çocukluk dönemlerinden itibaren sıklıkla duyduğumuz ve son derece aşina olduğumuz bir kavramdır.
Sosyal gerçeklik ile ilgili bir film izlediğimizde veya toplumsal gerçekçi bir kitaba denk geldiğimizde, bu kavramın birbirinden farklı şekillerde olmak üzere, kitaplarda ya da filmlerde işlendiğini görebiliriz. Örneğin, trajik bir olay söz konusu olduğunda mağdurun karşı tarafa “Biraz empati yap” dediğine yakından tanık olabiliriz.
Bununla birlikte, yaygın olarak kullanılan bu terimin tam olarak ne anlama geldiği, toplum tarafından ne yazık ki hala anlaşılamamıştır. Zira herkesin bildiği ve karşı tarafa anlattığı birbirinden oldukça farklı olabilmektedir.
Peki, kişiler arası bir değer olan empati ne demek? Nasıl kurulur ve örnekleri nelerdir? Hepsinin cevabı ve çok daha fazlası bu yazımızda!
Bu kavramı araştırdığınız zaman ünlü psikologlar tarafından söylenmiş onlarca farklı tanıma denk gelebilirsiniz. Bunun ilk nedeni, her psikoloğun savunduğu akımın farklı olmasıdır.
İkinci nedeni ise dünya üzerinde yer alan toplumların farklı kültür ve anlayıştan geliyor olmasıdır. Ancak yine de psikologlar tarafından kabul edilmiş genel bir tanım da mevcuttur.
Kişinin diğer insanların duygularını hissedebildiği ve düşündüklerini hayal edebildiği yetenek, empati olarak adlandırılır. Çoğu insan empatinin yalnızca anlamak ve hissetmekle sınırlı olduğuna inanır. Oysa yaygın kanının aksine bu doğru değildir. Empati, hem duyguları anlama hem de buna uygun davranma yeteneğidir.
Durumu netleştirmek için bir örnekle detaylandırabiliriz: Sohbet ederken arkadaşınızın içten içe mutsuz olduğunu ama bunu size anlatamadığını fark edebilirsiniz. Bu, çok neşeli görünen bir arkadaşınızda dahi karşılaşabileceğiniz manzara olabilir. Onu anlamak tamamen empati yaptığınız anlamına gelmez. Anladığınızı ifade edecek şekilde davranmalı ve bunu karşı tarafa hissettirmelisiniz.
Empat, kitaplarda veya filmlerde sıklıkla karşılaştığımız bir kelimedir. Bu kelime ile özdeşleşen kişilere dikkat ettiğinizde altıncı hislerinin oldukça kuvvetli olduğunu görebilirsiniz. Peki, kitaplardan ve medya görsellerinden bağımsız olarak bu kavram ne anlama gelmektedir?
Empat, başkalarına özel bir bağlılık geliştiren kişiler için kullanılan terimdir. Bu kişiler, bir bireyin duygularını onlarla iletişime geçer geçmez kısa bir süre içinde tanımlayabilir. Empatların, muhataplarının ruhlarına nüfuz edebildiği düşünülür. Dolayısıyla bu kişiler, istisnai bir yeteneğe sahip insanlar olarak kabul edilir.
İçinde yaşadığımız dünyada, muhataplarının duygularını anında anlayabilen ve kendilerini duygusal olarak onların yerine koyabilen on binlerce kişi bulabiliriz.
Günlük hayatınızda bu insanlardan biriyle iletişim halinde olabilirsiniz. Yahut belki de siz de onlardan birisinizdir. Bunun için empatların sahip olduğu özellikler hakkında bilgi sahibi olmak sizi aydınlatabilir.
İşte, empatların en belirgin özellikleri!
Çoğu zaman empatlar sosyal anksiyete ile mücadele ederler. Çünkü çevresinde olan olumsuz her şeyden kolayca etkilenirler. Bu nedenle de küçük grup etkileşimlerini veya tek kalmayı tercih ederler.
Film ve iyi yazılmış bir kitap duyguyu aktarmanın en etkili iki yoludur. Herkes duygusal filmden etkilenebilir. Ancak empatlar için bu durum daha derindir. Dram içerikli bir filmde gözyaşları hızlıca akabilir veya baktıkları bir fotoğrafta dahi fotoğrafın çekildiği o anın duygularını hissedebilirler.
Empatlar karşısındaki insanların duygularını kendi duygularını bastırana dek hissederler. Çevresinde yer alan kişilerin duygularını kendi duyguları gibi hisseder ve hatta bunun fiziksel belirtilerini de yaşarlar.
Empatlar, insanları yargılamak söz konusu olduğunda genellikle içsel düşüncelerini dinlerler. Bu hem kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar hem de daha olumlu ilişkiler kurmalarının önünü açar.
Empati kurmak dengeli bir fiziksel ve zihinsel sağlığı da beraberinde getirir. Karşımızdaki insanın duygularını anlayarak kendimizi onun yerine koyabilir ve belki de olumsuz gidecek bir durumu pozitif yöne çevirebiliriz. Bu özellik, bize daha fazlası için ilham olarak profesyonel ve sosyal yaşantımızın daima ileriye gitmesine izin verir.
Empati sadece yetişkinler için değil, aynı zamanda çocuklar için de önemli bir yetenektir. Zira çocuklara sorumluluk sahibi olmayı ve ailelerini, arkadaşlarını, sosyal yaşantısında yer alan diğer insanları da düşünmeyi öğretir.
Empatik gençler daha fazla öz farkındalığa sahiptir ve diğerlerine göre daha iyi dinleyicilerdir. Bu da onları madde bağımlılığından ve diğer riskli davranışlardan koruyabilir.
Empatinin yalnızca bireysel yaşantımızda etkili olduğunu söylemek doğru değildir. Aynı zamanda toplumsal farkındalığa da katkıda bulunur ve taciz gibi istenmeyen olayların oluşmasını engeller. Böylece adil, şefkatli ve barışçıl bir toplumun da temelini oluşturur.
Empatinin çeşitleri vardır ve her çeşidi farklı şekillerde açıklanabilir. Nitekim ortak bir görüşte anlaşamayan psikologlar, farklılıkları temel alarak üç farklı empati çeşidi olduğunu keşfetmiştir:
Duygusal empati, başka birinin duygularını hissedebilme yeteneğidir. Örneğin, ölen bir çocuğu için ağlayan anneyi gördüğünüzde yaşadığı çaresizliği kilometrelerce öteden bile hissedebilirsiniz. Duygusal empati, bir kişinin içimizdeki duyguları onları anladığımız ana kadar yeniden üretmemizi sağlar.
Duygusal empati, diğer insanların duygusal durumuna verdiğimiz tepkiyi de tanımlar. Tepki göstermek için diğer kişinin mutlaka orada olması gerekmez. Aslına bakıldığında, o kişinin gerçekten var olması bile zorunlu değildir. Bir filmin kahramanının veya en sevdiğiniz kitaptaki karakterin ölümü de sizi gözyaşlarına boğabilir.
Başka biriyle duygularınızı paylaşmadan sadece zihinsel olarak da empati kurabilirsiniz. Örneğin, mezarlık işçilerinin cenaze sahipleriyle birlikte yas tutması gerekmez. Ancak, içinde bulunduğu duruma uygun kelimeleri kullanabilmek için yaslı kişinin ne durumda olduğunu anlaması gerekir. Buna bilişsel empati adı verilir.
Sosyal empati Arizona Eyalet Üniversitesi profesörlerinden Elisabeth Segal tarafından ortaya atılan bir kavramdır. Ancak bu, duygusal ve bilişsel empatiye alternatif olarak ortaya çıkmış bir mekanizma değildir. Diğer iki empati türünde odak nokta ne hissettiğimiz iken, sosyal empatide odak nokta empatiyi neye karşı hissettiğimizdir.
Bütün empati örneklerinde kendimizi bireysel olarak karşımızdaki insanın yerine koyarız. Öte yandan sosyal empati, kendi dışındaki sosyal sınıfların endişelerini ve problemlerini anlama yeteneğini ifade eder.
Empati kuran kişiler, bunu günlük hayatta sıklıkla uygulayarak hem kendileri hem de çevreleri için oldukça fayda sağlayabilirler. Zira bu, profesyonel ve kişisel yaşantınızdaki başarının bütün yönleri için son derece gereklidir.
Empati kurmanın faydaları ise şu şekilde sıralanabilir:
Empatinin, insanlığın ilk dönemlerinden beri edinmeye çalıştığımız bir beceri olduğu su götürmez bir gerçektir. Maalesef tek bir gecede empati kurmayı öğrenemeyiz ve kimlerin bunu yapabileceğini de kolayca listeleyemeyiz.
Bunun yerine, çocukluk döneminden itibaren sosyal beceriler geliştirmeye özenen kişilerin bu konuda çok daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu, empatiyi öğrenemeyeceğiniz anlamına gelmez. Becerilerini geliştiren herkes zamanla bu konuda ustalaşabilir.
Gülümseyen bir insan gördüğünüz zaman ağzınızın köşelerinin bilinçsizce yukarı doğru seğirdiğini fark etmişsinizdir. Aynı şey, korkmuş ya da endişelenmiş bir insanı gözlemlediğinizde de geçerlidir. Bunun nedenini hiç merak ettiniz mi? Aslında meraklandığınız konunun cevabı oldukça basit: Taklit ve ayna nöronların beyniniz üzerindeki etkisi.
Taklit, hemen hemen herkeste yaygın olarak rastlanan bir fenomendir. Diğer insanların duygularını anlamayı kolaylaştırır ve örneklerde de olduğu gibi mimiklerinizi içinde bulunduğunuz duruma uygular. Empatinin temelini de taklit faktörü oluşturur.
Mimikleriniz o an hissettiğiniz sevinç duygusuna uygun olarak değişecektir ve en önemlisi de bu sizden bağımsız olarak gerçekleşecektir. Bu durum empati için de geçerlidir. Nöronlar hem psikolojinizi hem de fiziksel davranışlarınızı karşıdaki kişiye göre değiştirebilir.
Kişinin empati kurabilmesi veya karşıdaki kişinin bunu yaptığını fark edebilmesi için dikkatli bir gözlemci olmak gerekir. Ünlü psikologlar bu yeteneğin yalnızca gözlemle keşfedilemeyeceğini anlayınca empati testini geliştirdi ve test sonucunda dikkat etmeniz gereken bazı ipuçlarını öne sürdü.
Empatik davranışlar olarak sayabileceğimiz göstergeler ise şunlardır:
Bütün bu işaretler empatik bir kişinin bakış açısının resmidir.
Empati sahip olunması gereken bir özellikten daha fazlasıdır. İyileştirilebilen ve daha da önemlisi geliştirilebilen bir beceridir. Bunun için aşağıdaki adımları takip edebilir ve bunları ilerletmek için çaba harcayabilirsiniz:
Hem empati hem de sempati insan ilişkileri için önemli duygusal becerilerdir. Bu iki terim yazılışları nedeniyle sıklıkla aynıymış gibi kabul edilir. Ancak bu doğru değildir. Çünkü, iki kavramın da içerdikleri tutum çok farklıdır. Ayrımı anlayabilmek için empati ve sempati farkını iyi anlamak gerekir.
Sempati, ortak bir şeyi paylaştığımız insanlara karşı hissettiğimiz bir duygudur. Bu insanlar bizimle aynı fikirleri ve hatta değerleri paylaşırlar. Onların bakış açılarına saygı duymamızın nedeni kendimizle aynı fikirleri paylaşmalarından kaynaklanır.
Empati ise, bir kişinin bakış açısına katılıp katılmadığımıza bakılmaksızın hissettiğimiz bir duygudur. Muhatapla tartışmaya girmeden onu anlamaya çalışırız ve aynı zamanda bunu ona yansıtırız. Bu, görüşü benimsememiz veya kabul edip savunduğumuz anlamına gelmez. Bundan daha da ziyade insanlığın gerektirdiği çeşitliliği kabul etmeye istekli olduğumuz anlamına gelir.
Empati hem günlük yaşamda hem de profesyonel iş yaşamında ortaya çıkar. Davranışlarla ve tipik cümlelerle kendini belli eder. Aklınızda daha net canlanması için verebileceğimiz bazı empati örnekleri ise şu şekildedir:
Empati yapma yeteneğine sahip olan kişilere empatik insan adı verilir.
Empati eksikliğinin birden fazla nedeni vardır. Kişilik bozukluğu, yetiştirilme tarzı veya sahip olunan kişilik özelliği bunlar arasında gösterilebilir.
Empatinin sınırları için tek bir genelgeçer doğrudan bahsetmek söz konusu değildir. Zira herkesin sınırları birbirinden farklıdır.
Empati kurmak kişisel, profesyonel ve sosyal yaşantınızı olumlu etkiler. İkili ilişkileriniz sağlamlaşır ve iş yerinde veriminiz artar.