Beynimiz farklı işlevlere sahip kimyasallar tarafından yönetilmektedir. Yaşadığımız her duygu da bu kimyasallarla yakından ilişkilidir. Bazı kimyasallar geri planda kalıp sadece belirli görevleri üstlenirken, bazıları hayatımızın hemen her anında bize eşlik etmektedir.
Elbette bu kimyasalların görevleri önemli ve sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmezdir. Fakat ayrım yapmamız gerekirse, bunlardan en önemli olanı sinir hücreleri arasında kurulan iletişimden sorumlu olan dopamindir.
Dopamin, halk arasında kısaca “ödül mekanizması” olarak bilinmektedir. Oysa, bu büyülü kimyasalın etkileri sanıldığından daha fazladır. Örneğin, dopaminin yetersiz salgılanması Parkinson hastalığına neden olabilirken, aşırı miktarda salgılanması ise haz bağımlılığının önünü açmaktadır. İşte tam da bu nedenle vücudumuzun altın kimyasalı olarak adlandırabileceğimiz dopamini yakından tanımak çok önemlidir.
Sizin için özenle hazırladığımız bu yazıda, dopamin nedir ve ne işe yarar gibi soruların yanıtlarına kolayca erişebilirsiniz. Hemen ardından ise dopaminin haz bağımlılığı ile ilişkisini yakından keşfedebilirsiniz. Hazırsanız, beynimizin her kapıyı açan anahtarını tanımaya başlayabiliriz!
Dopamin, fiziksel ve ruhsal sağlığımızda büyük rol oynayan önemli bir bileşiktir. Beyinde yer alan sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmasını sağlamakla görevlidir. Bunu genellikle 2 yol üzerinden gerçekleştirir:
Dopamin, çeşitli zorlukların üstesinden gelebilmek için gerekli olan çaba ve motivasyonu sağlar. Örneğin, sinemaya gitmek istemediğinizde, dopamin salınımı devreye girer.
Ödül beklentisi tetiklenir ve böylelikle ilk isteksizliğin üstesinden gelmek için ihtiyacınız olan enerji yaratılır. Sonuç olarak, kısa vadeli hevessizliğe rağmen haz duygusuna ulaşmak için motivasyon bulur ve yönlendirilmiş olursunuz.
Elbette dopaminin işe yaradığı alanlar bununla sınırlı değil. Dopaminin diğer görevleri şu şekildedir:
Günümüzde milyonlarca insanın muzdarip olduğu sorunların başında bağımlılık gelmektedir. Bağımlılık kavramı daha çok uyuşturucu ve alkol gibi maddelerle ilişkilendirilse de bu doğru değildir.
Kişi, herhangi bir davranış biçimine de bağımlı hale gelebilir. Bu davranışlar arasında en yaygın olanı ise haz bağımlılığıdır. Haz bağımlılığı, beyin kimyasının önemli bir parçasını oluşturan dopaminin yol açmış olduğu bir bağımlılık türüdür.
Dopamin beynimizde direkt olarak üretilir. Hareketten motivasyon duygusuna kadar birçok işlevi vardır. Bu işlevlerin hepsi birbirinden önemlidir. Ancak psikologların ve nörobilimcilerin üzerinde en çok durduğu konu, ödül ve motivasyon duygusuyla yakından ilişkili olmasıdır.
Örneğin, herhangi bir birey sevdiği bir aktiviteyi yaparken haz duyar. Çünkü dopamin salgılanır ve bu da beyindeki ödül merkezini uyarır. Bu tamamen doğal ve meydana gelmesi beklenen bir durumdur.
Haz nesnesine mağruz kalan beyine, ‘ödüllendirilme’ mesajı iletilir ve yapmaya devam etme isteği uyandırır. Daha fazla maruz kalmak demek daha fazla dopamin salgılanması demek; dopamin miktarı arttıkça, beyin bu seviyeyi ‘yeni normal’ olarak kabul eder. Eski normal artık tatmin olma hissi yaratmadığı için haz nesnesine maruz kalma arzusu da gittikçe artar. Kişide titreme, baş ağrısı, huzursuzluk hissi, odaklanamama gibi bazı yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir.
Haz bağımlılığı olan kişilerde ise durum normalden biraz farklıdır. Haz bağımlılığı olan kişilerde dopamin, yukarıdaki örnekte olduğu gibi dengeli bir şekilde salgılanmaz. Haz nesnesine mağruz kalan beyine, ‘ödüllendirilme’ mesajı iletilir ve yapmaya devam etme isteği uyandırır. Daha fazla maruz kalmak demek daha fazla dopamin salgılanması demek; dopamin miktarı arttıkça, beyin bu seviyeyi ‘yeni normal’ olarak kabul eder. Eski normal artık tatmin olma hissi yaratmadığı için haz nesnesine maruz kalma arzusu da gittikçe artar. Dolayısıyla, haz bağımlılığı olan kişiler kendilerini sürekli olarak haz arayışı içerisinde bulabilirler. Kişide titreme, baş ağrısı, huzursuzluk hissi, odaklanamama gibi bazı yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir.
Haz bağımlılığı birden fazla şekilde ortaya çıkabilir. Hatta bazı zamanlarda kişiye ya da topluma zarar verebilecek bir hale gelebilir. Alışveriş bağımlılığı, madde bağımlılığı, kumar bağımlılığı en sık görülen türler arasındadır.
Kişi, arkadaşlarından veya ailesinden yaptığının yanlış olduğunu sık sık duyabilir. Ancak bu söylemler kişinin davranışları üzerinde söz sahibi değildir. Çünkü sürekli olarak tekrar ettiği bu aktiviteler, onun anlık olarak rahatlamasına ve tarif edilemeyecek şekilde haz almasına katkı sağlamaktadır.
Peki, nasıl oluyor da kişi bağımlı olduğunu fark edemiyor? Çünkü dopamin dengesi bozulduğu için beynin ödül merkezi aşırı uyarılabilir hale geliyor. Bu da hareketlerin tekrar etmesine ve adeta yaptıkları şeyin mutluluk kaynağı olduğuna inanmalarına yol açıyor.
Öte yandan, sürekli olarak yükselen bir dopamin seviyesi olduğu düşünüldüğünde, bu aktivitelerin sürekli olarak tekrar edilmesi artık kaçınılmaz olmuştur. Çünkü doruklara ulaşan seviyenin gereksinimleri karşılanmadığında, bahsi geçen kişi agresif ve sinirli bir ruh haline bürünebilir.
Haz bağımlılığı olduğunu kabul eden birçok insan zorlu fakat etkili tedavi yöntemleriyle normal hayatlarına geri dönebilir. Tedavi süreci, kişinin dopamin seviyesini düzenlemeye yönelik mücadele şekillerini içermektedir.
Bilişsel davranışçı terapi ve destek grupları gibi yöntemler, haz bağımlılığının üstesinden gelme konusunda son derece etkili olabilir. Ayrıca, ailesinin ve çevresinin de yönlendirmesiyle kişi, bağımlılıkla ilişkili olan bu eylemlerden uzak durabilir. Ancak yine de öncelikli tavsiyemiz, vakit kaybetmeden bir uzmana danışmanız ve profesyonel yardım almanızdır. Zira en doğru yönlendirmeyi ve bilgilendirmeyi uzmanlar sağlayacaktır.