Meme kanseri, meme dokusu hücrelerinden birinin bozulması ve hızla çoğalması
ile oluşan bir kanser türüdür. Daha çok kadınlarla ilişkilendirilmiş olsa bile meme kanseri, hem erkeklerde hem de kadınlarda ortaya çıkabilir. Ancak daha ziyade süt üreten tüplerde oluştuğu için kadınlar arasında görülen vakalar çok daha yaygındır.
Meme kanseri birçok faktörün etkisiyle ortaya çıkabilir. Bunlar arasında en göze çarpanları ise hormonal değişiklikler, genetik yatkınlık, çevresel etkiler ve sahip olunan yaşam tarzı alışkanlıklarıdır. Her ne kadar aile öyküsü gibi belirli şeylere müdahale etmek mümkün görünmese bile diğer noktalarda sağlığınıza dair bazı iyileştirmeler yaparak meme kanserine yakalanma riskinizi azaltmanız mümkündür.
Peki, meme kanserinden korunmak için neler yapılabilir?
Gece boyu uyanık kalmak veya sabaha doğru uyumaya çalışmak özellikle bazı yaş gruplarında oldukça eğlenceli gelebilir. Fakat bir de madalyonun öbür yüzü var; zira bu eğlence meme kanseri riskini artırabilir.
2018 yılında Bristol Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, uyku bozukluğu olan kişilerin kanserli tümör geliştirme olasılığı diğerlerine göre daha yüksektir. Bu yüzden, uyuyacağınız saate ve uyku kalitesine önem vermeniz oldukça önemlidir.
Paraben ve alüminyum, deodorant başta olmak üzere kozmetik ürünlerin çoğunda bulunan iki ayrı maddedir. Son dönemde yapılan çalışmalara göre bu iki madde, hormonal fonksiyonu bozuyor ve meme kanseri riskini artırıyor. Çünkü her iki kimyasal da çok küçük dozlarda kullanılsa bile, kolayca deriden geçebilir ve meme bezinde birikebilir.
Oxford Üniversitesi bünyesinde çalışmalar yapan bazı araştırmacılar, paraben ve alüminyumun meme hücrelerine nüfuz ettiğini ve kromozomların yapısını bozarak dengesizleştirdiklerini tespit etmişlerdir. Bazı bilim insanlarına göre bu kanser riskine doğrudan müdahale etmiyor olsa bile, uyarıları dikkate almak ve kimyasal ağırlıklı kozmetiklerden uzak durmak kanser riskini azaltmak için iyi bir seçenektir.
Sabun, deterjan ve boya başta olmak üzere birçok ev ürünü, östrojen sentezini artırarak meme hormonlarını bozan kimyasal maddeler içerir. Üstelik bu hormonların aşırı sayıda var olması, kanserin temel mekanizması olarak bilinen hücre bölünmesini uyarır.
Aldığınız ürünlerin üretim aşamasını kontrol edemeseniz de hangi ürünü ne kadar kullanacağınız tamamen sizin elinizdedir. Dolayısıyla çamaşır suyu ve diğer sabunlar başta olmak üzere, hormonlar üzerinde söz sahibi olan kimyasalları minimum oranda kullanarak meme kanseri riskini azaltabilirsiniz.
Hayatın yoğun temposunda yemek veya tatlı hazırlamak çoğu zaman zahmetli olabilir. Halihazırda kruvasan, çörek, pizza ve benzeri fast food ürünleri varken saatlerinizi yemek yapmaya harcamak istemeyebilirsiniz. Bununla birlikte, sıklıkla tüketilen bu endüstriyel gıdalar, meme kanseri riskini artıran trans yağlarla doludur.
Kana ve dokulara nüfuz eden trans yağ asitleri, meme kanseri riskini neredeyse iki katına çıkarır. Bu riski en düşük seviyede tutmak için endüstriyel yiyecekleri tüketmemeye özen göstermelisiniz. Bunu yapamıyorsanız ve ara sıra tüketmekte kararlıysanız, söz konusu ürünün içerik listesini kontrol ederek farklı alternatiflere yönelebilirsiniz.
Eğer içerik listesinde hidrojenize bitkisel yağlar veya kısmen hidrojen terimlerine rastlarsanız, ürün trans yağ içeriyordur. Bu ibarelerin bulunmadığı gıdaları tüketerek risk seviyesini düşürebilirsiniz.
Yüksek lifli meyve ve sebzeler folik asit ve likopen içerir. Bu mineraller meme kanserinden korunma konusunda oldukça etkilidir. Kuru erik, hurma, kayısı, beyaz fasulye ve nohut yoğun miktarda lif içeren gıdalardan bazılarıdır. Bunlara alternatif olarak ıspanak, marul, karpuz ve domates gibi meyve ve sebzeleri de tüketebilirsiniz.
Egzersiz eksikliği ve obezite, hormona bağlı meme kanserine yol açabilen risk faktörleri olarak kabul edilir. Çünkü östrojen hormonu, kısmen de olsa yağ dokusunda da oluşur. Vücut ağırlığının artmasıyla birlikte bu ek oluşum meme bezi hücreleri üzerinde etkili olmaya başlar.
Bu onları büyümeye teşvik eder ve böylece kanser riski artar. Şayet normal bir kiloya sahipseniz bunu korumaya özen göstermelisiniz. Fazla kilolarınız varsa ideal kilonuza inmek için diyetisyen yardımı almalı ve ideal kilonuza ulaşmalısınız. Her iki adım da meme kanserini önleme konusunda oldukça etkilidir.
Menapozal süreçte olmak, tek başına meme kanseri riskini artıran bir durum değildir. Ancak meme kanseri riski yaşla birlikte artmaktadır. Dolayısıyla menopozda olduğunuz için değil yaşınız ilerlediği için riskiniz artmaktadır.
Menapozal sürecin 55 yaş sonrasında başlamasının meme ve rahim duvarı kanserini artırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur.
Menapozal dönemde kilo almak meme kanseri riskini artırırken, menopozda kilo vermek bu riski azaltmaktadır. Sağlıklı beslenmek, kaliteli uyku, egzersiz yapmak, kilonuzu kontrol altında tutmak ve sigara içmemek gibi yaşam kalitenizde yapacağınız iyileştirmeler meme kanseri riskinizi azaltacaktır.
Meme kanseri aile öykünüz veya riskiniz var ise HRT kullanmanız önerilmez.
Menopozda biyoeşdeğer hormon tedavisi (BHRT), menopoz dönemindeki kadınlar için etkili bir tedavi seçeneği sunar. Bu tedavi, menopoz semptomlarını hafifletirken, doğal hormonlara yakın yapısı sayesinde yan etki risklerini azaltabilir. Ancak, tedaviye başlamadan önce potansiyel riskler ve faydalar hakkında detaylı bir değerlendirme yapılmalı ve tedavi süreci yürütülmelidir.
Alkol, kandaki östrojen miktarını ve meme bezinin hücreleri üzerindeki östrojen reseptörlerinin sayısını artırır. Artan reseptörler bir süre sonra birleşerek kitle veya yumru oluşturur. Bundan korunmak için mümkünse alkol kullanmayı bırakmalı, mümkün değilse bile kullanım miktarını azaltmalısınız.
Sigara da tıpkı alkol gibi meme kanseri riskini artıran bir faktördür. İçilen doza bağlı olarak risk oranı da artar. Özellikle ilk adet dönemi ile ilk hamilelik arasında sigara içmek, meme kanserinin oluşma riski üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir.
Zira sadece ilk hamilelik meme bezinin tamamen olgunlaşmasına yol açar. Sigara dumanındaki kanserojen maddeler, hassas olan bu dokulara rahatlıkla saldırır ve bu da kanserle sonuçlanır.
Düzenli olarak yapacağınız egzersizlerle meme kanserini önleyebilirsiniz. Hareket etmenize engel olacak bir hastalığınız yoksa haftada en az 160 dakika orta derecede yorucu egzersiz yapmalısınız.
Yorucu yoğunlukta aktivite yapmak sizin için zorsa yürüyüş, yüzme veya bisiklet sürme gibi farklı şeylere de yönelebilirsiniz. Eğer sağlık durumunuz her ikisi için de uygun değilse hekiminizle görüşebilir ve kendiniz için en doğru olan program konusunda fikir alabilirsiniz.
Bazı uzmanlara göre, kandaki D vitamini oranı ile meme kanseri riski arasında güçlü bir bağlantı vardır. Tatmin edici düzeyde D vitamini seviyesini korumak için günde 15 dakika boyunca güneşe maruz kalabilir, doktor kontrolünde D vitamini takviyesi kullanabilirsiniz
Meme kanseri, kadınların en sık yakalandığı kanser türleri arasındadır. Risk faktörlerine dikkat edip en etkili önlemlere başvursanız bile sürpriz bir şekilde meme kanserine yakalanabilirsiniz. Dolayısıyla da bu gizli düşmana karşı tetikte olmak belki de yapabileceğiniz en iyi şeydir.
Bunun için yapmanız gereken ise oldukça basit: Memelerinizin görünümünde veya dokusunda herhangi bir değişiklik fark etmeniz halinde hemen uzman bir doktorla görüşmelisiniz. Yaşam şartları, randevu bulamamak ya da vaktinizin olmaması gibi nedenler kimi zamanlar en kısa sürede doktora ulaşmanıza engel olabilir. Ancak endişelenmeyin!
Platformumuzda sunduğumuz online doktor hizmeti ile dilediğiniz doktora istediğiniz yerden ulaşabilirsiniz. Böylece gerekli tetkikler için öneri alabilir, bu süreçte nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğrenebilir ve meme kanseri ile mücadelede en önemli adımınızı atabilirsiniz. Unutmayın ki geç kalınmış bir tedavi kanserden çok daha tehlikelidir!